Geçtiğimiz yıl içinde farklı toplumlarda yapılan öncü çalışmalarla kronik psikiyatrik hastalığı olanlarda SARS-CoV-2 enfeksiyonu, başkalarına bulaştırma, COVID-19 hastalığını ağır geçirme, yatarak tedavi görme ihtiyacı ve ölüm riskinin genel topluma göre daha yüksek olduğunu bildirilmiştir (1, 2). Bu bilgiye dayanarak ülkemizde kitlesel aşılamanın başlamasının hemen ardından, 17 Ocak 2021’de Türk Nöropsikiyatri Derneği, Şizofreni Dernekleri Federasyonu, Bipolar Bozukluklar Derneği, Bipolar Yaşam Derneği ve Lityum Derneği ile birlikte kronik ruhsal hastalığı olanlara öncelik verilmesi çağrısında bulunmuştuk (3). Diğer ülkelerde de psikiyatri dernekleri benzer bir çaba içine girmiş, Avrupa Psikiyatri Birliği ve Dünya Psikiyatri Birliği bu yönde yoğun çaba sarf etmişti (4, 5). Maalesef ülkemizde bu konuda bir adım atılamamış, yine de aşılama stratejisindeki sırayla aşılanma hızla açılarak aşıya erişim geniş kitlelere açılmıştır. Yakın dönemde ruhsal bozukluklar ve COVID-19 ilişkisi hakkında önemli araştırma bulguları yayımlanmıştır. Bazılarına dikkatinizi çekmek isteriz:
Kronik ruhsal hastalığı olanlarla ilgili bu farklılıkların nedenleriyle ilgili farklı görüşler öne sürülmüşse de (3), şu an için daha önemli olan aşılanma ile farkın azaldığının gösterilmesidir. Bu bulgu çözüme yönelik adımların atılmasını gerekli kılmaktadır. Zira aynı çalışmalar bu grupta aşılanma oranlarının düşük olduğuna da işaret etmektedir. Bu grupta düşük oranların aşı tedirginliği ve aşı karşıtlığının ötesinde, süreğen damgalanma ve ayrımcılıkla ilgili etkenlerin yanı sıra, hastalıkla ilgili işlev kaybının da rol oynaması mümkündür. Ülkemizde, başta kronik ruhsal hastalığı olanlar olmak üzere başkasının bakımına ve desteğine gereksinim duyan kişilerin evde bakıldığı da unutulmamalıdır. Dolayısıyla başta şizofreni tanısıyla izlenenler olmak üzere kronik ruhsal bozukluğu olan hastalarımızı ve yakınlarını;
Saygılarımızla, Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu
Kaynaklar