TPD İnsan Hakları Haftası Basın Açıklaması

psikiyatri.org.tr /

 

TPD İnsan Hakları Haftası Basın Açıklaması
 
Van, Erçiş, Gölcük, Adapazarı, Yalova, Avcılar, İzmit ve Memleket’te yitirdiklerimizin anısına…
 
Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.
 
İnsanlar olarak, öteden beri, yaşadığımız, üzerinde yürüdüğümüz, beslendiğimiz, barındığımız topraklara güven duymak üzerine bir yapılanmamız vardır. Bu yapı nedeniyle, doğayı en ince ayrıntılarıyla işlemiş ve değerlendirmişizdir. Yer altı şehirleri, dağlardaki tapınaklar, mağaralarda barınma tüm bunların geçmişe ilişkin yansımalarıdır. Doğayla mücadelemiz bir hakimiyet ve tahakküm boyutuna ulaştığında ise daha farklı barınma ve yaşam alanlarına kavuşulmuştur. Sonuçta tüm bu mücadele içinde, insan için barındığı yerin özü pek değişmemiştir; ev veya yuva…
 
Başı dara girdiğinde, sıkıldığında, sevindiğinde, canı yandığında, ağladığında veya güldüğünde sürekli yanında ev veya yuvası vardır. Sıcaktır, dosttur, candır, ciğerdir…Bu topraklarda yaşayan insanlarımız için de bu evrensel doğrular geçerlidir. Hatta ev veya yuvanın kutsal anlamları vardır.
 
Tüm bu anlam ve inanışlar temellerinden sarsılabilir; eğer bir deprem sonucunda eviniz başınıza çökerse…Toprağa, eve, yuvaya güvenimizi kaybedettiğimizde ise ayağımızı basacak, başımızı yaslayacak yer bulamayız. Bunun doğal sonucu korkulardır, kabuslardır, kayıplardır. Yitik yaşamlardır.
 
Depremler doğa olaylarıdır ve yağmur, kar, güneş ve poyraz yaşamımızda olacaksa depremler de olacaktır. Bu kabul üzerine, çeşitli hatalı düşünceler üretmek ve bunları mitleştirmek anlamsızdır. Örneğin, depremler, belki pek çok doğa olayı gibi insanları adil olarak etkilemez. Depremin insanı etkilemesinde bir adaletsizlik vardır. Aceh’deki balıkçılar, Kashmir’deki dağ köylüleri depremlerden daha çok etkilenirler. Daha çok yaşam kaybederler, daha çok yaralanırlar, daha çok evlerini kaybederler, daha fazla acı çekerler. Yoksulluk ve yoksunluk bu adaletsizliğin terazisidir. Eğitimden, alt yapıdan, sağlıktan, güvenceden yoksun kalmışlık doğa olaylarından, depremden etkilenmek için bir davettir.
 
17 Ağustos’tan bu yana yıllar geçti. Van ve Erciş depremlerini yaşadık. Binlerce insanımızı kaybettik. Yaralandılar, evsiz, barksız kaldılar. Güvenlerini, sağlık ve geleceklerini yitirdiler. Toplum olarak bunu kendimize yapmaya hakkımız yok. Madem güven üzerine doğmuşuz, bunu evle yuvayla yaşatmaya çalışmışız, yoksunluklar nedeniyle bu sembolleri yıkmaya hakkımız yok. Depremleri yalnızca bir doğa olayıdır diye kabul edemeyiz.
 
Yaşamak ve güvenlik biz insanların hakkıdır. Depremde kaybettiklerimizin anısına lütfen daha fazla gecikmeden insan hakları hemen…
 
TPD MYK adına
Prof. Dr. Tamer Aker