Basına ve Kamuoyuna,
Ülkemizde son günlerde yaşanan ve güvenli bir toplum açısında kabul edilemeyecek olaylar ruh sağlığı çalışanları olarak bizleri tedirgin etmiştir. Seçim ortamı son olaylar ve tutumlarla diğerinin varlığını yok sayan bir çatışma diline doğru evrilmekte, bu durum geleceğimiz ve ruhsal sağlığımız açısından tehlike oluşturmaktadır. Her şeyden önce ayrımcılığın ve travmaların olmadığı, toplumsal farklılıklarla ortak yaşamı ve güvenli bir geleceği inşa etmek hepimizin görevi ve sorumluluğudur, ruhsal iyiliğin vaz geçilmezidir. Seçim atmosferinde grupların birbirlerini hoş görmeleri ve dostluk içinde bir yarış olması beklenirken özellikle sorumluluk sahibi kişilerce nefret suçu ve dilinin olumlanması, grupların taşkın davranışlarının hoş görülmesi ve kışkırtılması tedirginliğimizi daha da artırmakta, bu gerilimin gelecekte kitlesel çatışmalara ve düşmanlıklara dönüşme ihtimali ise toplumumuzun ruhsal sağlığı açısından büyük bir tehlike barındırmaktadır. Dünya tarihi siyasal görüş, dinsel aidiyet, kimlik, cinsel çeşitlilik, dil, ırk gibi toplumlardaki farklılıkları derinleştiren yaklaşımların ağır sonuçları ile doludur. Ülkemiz bu tür çatışma ve kitlesel travmaların acı örneklerini ağır bedeller ile yaşamıştır. Toplumlar için kitlesel çatışma ve kıyımlar onarılması ve baş edilmesi en güç travmalardır. Koruyucu ve önleyici ruh sağlığı açısından gruplar arası çatışma dilini artırıcı ve kışkırtıcı yaklaşımların engellenmesi başta yetkililer ve sorumlular olmak üzere tüm yurttaşların görevidir. Bu amaçla tüm yetkilileri ve siyasi kimlikleri, ayrıştırıcı, dışlayıcı değil birleştirici olmaya ve sağduyuya davet ediyor, yaşanan olayların sorumluları hakkında bir an önce yetkili devlet kurumlarınca soruşturma yapılarak gerekli önlemlerin alınmasını, sorumluların hesap vermesini istiyoruz. Ruh sağlığı meslek mensupları olarak tehlikeli gidişe karşı uyarı görevimizi yapıyoruz. Sağlıklı bir toplum, güvenli bir gelecek ve ruhsal iyilik hali için birleştirici, birlikteliği güçlendirici, tüm kesimlere güven veren bir toplumsal dayanışmayı sağlamalı, ayrıştırıcı ve yıkıcı tutumların geleceğimizi etkilemesini önlemeliyiz.
Türkiye Psikiyatri Derneği