13.02.2023 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’ndan tüm üniversitelere E-94221838-900-11152 sayı numarası ile gönderilen yazıda “afet bölgesinde depremden etkilenmiş çok sayfa çocuk, genç yetişkin ve yaşlı insanımız bulunduğu” ifade edilmiş ve “destek olmak için yapılan planlamada değerlendirilmek üzere manevi rehberlik ve psikolojik danışmanlık yapabilecek gönüllü öğretim üyelerinin (İlahiyat Fakültesi, İslami İlimler Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Psikoloji, Sosyal Hizmet, Acil Yardım ve Afet Yönetimi akademik birimlerinde görev yapanlar başta olmak üzere manevi rehberlik ve/veya psikolojik danışmanlık konularında uzmanlaşmış gönüllülerin)” bilgilerinin talep edildiği görülmüştür. Bu talebe yönelik hazırlanıp Yükseköğretim Kurulu'na iletilen yazımız aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.
Saygılarımızla, Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na
13.02.2023 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’ndan tüm üniversitelere E-94221838-900-11152 sayı numarası ile gönderilen yazıda “afet bölgesinde depremden etkilenmiş çok sayfa çocuk, genç yetişkin ve yaşlı insanımız bulunduğu” ifade edilmiş ve “destek olmak için yapılan planlamada değerlendirilmek üzere manevi rehberlik ve psikolojik danışmanlık yapabilecek gönüllü öğretim üyelerinin (İlahiyat Fakültesi, İslami İlimler Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Psikoloji, Sosyal Hizmet, Acil Yardım ve Afet Yönetimi akademik birimlerinde görev yapanlar başta olmak üzere manevi rehberlik ve/veya psikolojik danışmanlık konularında uzmanlaşmış gönüllülerin)” bilgilerinin talep edildiği görülmüştür. Bu talep üzerine ruh sağlığı alanında uzmanlık hizmeti sunan bir meslek mensuplarının, psikiyatristlerin, Türkiye’de hemen tümünü temsil eden bir uzmanlık derneği olarak Türkiye Psikiyatri Derneği görüşünü bildirme gereği duyulmuştur.
6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremler etkilenen insanlarda bedenen, zihnen ve insanın sosyal yönleri açısından büyük bir yıkıma neden olmuştur. Depremlerin bölgede hangi ruhsal sorunlara yol açtığı, bölgedeki acil sorunları ve acil önerileri Türkiye Psikiyatri Derneği olarak Hatay ve Adana’da gerçekleştirdiğimiz saha tespit çalışmalarının ardından Alan Değerlendirme Raporu olarak duyurduk (1). Depremin neden olduğu geri dönüşlü olmayan kayıpların yanı sıra bedensel, ruhsal toplumsal önlenebilir, hafifletilebilir, onarılabilir etkileri uzun süredir bilimsel çalışmalarla ortaya konmaktadır. Bu etkiler bilimsel yöntemlerle ele alındığında büyük ölçüde üstesinden gelinebilmektedir. Bilimsel olarak etkinliği bilinen yöntemlerden uzaklaşmak yıkımın ve travmanın büyüklüğünü arttıracaktır. Bu açıdan deprem yaşayan kişilere yönelik düzenlenecek destek organizasyonlarında özenli davranmak depremin halen devam eden olumsuz etkilerinin azaltılmasını sağlayacak, aynı zamanda yıkımın etkilerinin iyileştirilmesine, yaraların sarılmasına yardımcı olacaktır. Bu dönemde atılacak plansız adımların ve yetkin olmayan uygulamaların ise büyük bir afete uğramış vatandaşlarımızda geri dönülmez ve onarılmaz sorunlara sebep olacağı açıktır.
İlgili yazınızda “destek olmak” ifadesi geçmekte ve bu desteğe gönüllü olmak üzere “manevi rehberlik” yapabilecek öğretim üyelerine çağrıda bulunulmaktadır. Raporumuzda ve sahadan aldığımız bildirimlere göre bölgedeki temel sağlık hizmetlerinin sunumu acil bir ihtiyaçtır. Bölgedeki insanlarımızın ruh sağlığının değerlendirilmesi ve ruh sağlığına yönelik müdahale ve desteğin sağlanması elzemdir. Afet ve travmanın neden olduğu ruhsal zorlanmaya yönelik yapılacak müdahale, danışmanlık ve destek psikoloji ve psikopatoloji bilgisi gerektiren tedavi yaklaşımlarıdır. Bu durumlarda verilmesi gereken destek ve danışmanlık “ruh sağlığı hizmetidir”.
Depremin neden olduğu kitlesel travmalardan sonra ruh sağlığı hizmeti içinde psikososyal destek, sonraki ruhsal yaralanmayı azaltan en önemli müdahaledir. Psikososyal desteğin evrensel ilkeleri bellidir. Bu ilkelerden en önemli olanları zarar vermemek ve kişiye özgü gereksinimlerin tespit edilip gereksinimlerin karşılanması, en azından karşılanması ile ilişkin kurumsal bir çabanın gösterilmesidir. Psikososyal destek sırasında kişi dini danışmanlığa ihtiyaç duyuyorsa bu gereksinmenin karşılanması için psikodestek sağlayan ruh sağlığı çalışanı uygun yönlendirme yapacaktır. Bireylerin mensup oldukları din ya da inançlar doğrultusunda din adamlarından dini bilgi ve dini rehberlik almaları temel insan hakkıdır ancak ruhsal zorlanma, hastalık ya da bozukluklarda alınması gereken ya da sunulması gereken, “ruh sağlığı hizmeti”dir. Ruh sağlığı hizmeti de ilgili alanlarda yetişmiş olan ruh sağlığı meslek mensupları tarafından verilmelidir. Yazınızda belirttiğiniz üzere bölgede etkilenen, ruh sağlığı açısından “incinebilir grup” olarak tanımlanan çok sayıda çocuk, genç, engelli ve yaşlı bulunmaktadır. Psikoloji ve psikopatoloji bilgisi olmayan kişiler tarafından bireysel ihtiyaç gözetilmeden verilecek desteğin bireyin yanlış değerlendirilmesine, kriz durumunda yaşanan ruhsal zorlanmanın artmasına neden olacağı aşikardır. Afet ve Travma Psikiyatrisi, Travmanın Psikolojik Etkileri gibi ruh sağlığı meslek mensuplarının alanına giren bu konularda yetkin olmayan kişilerin yapacağı müdahaleler alan ihlaline neden olacaktır.
Bölgede afeti yaşayan kişiler açısından bakıldığında, insanlarımızın yaşadığı ruhsal zorlanmayı “din veya maneviyatla ilgili yardımcı profesyonel meslek mensubu” (2) dâhilindeki manevi rehberlik alanında değerlendirmek afetin neden olduğu bedensel, zihinsel/ruhsal ve sosyal yıkımı, bölgedeki acil ruh sağlığı hizmeti ihtiyacını görmezden gelmek olacaktır.
Yükseköğretim Kurulu’nun süreç içerisindeki desteği ve organizasyona katkısının çok önemli olacağını, çağrınızın ülkemizin desteğe ve dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğu şu günlerde çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. İlgili yazınızın bu çerçevede psikoloji ve psikopatoloji alanında yetkin olmayan hatta zarar verici olma olasılığı yüksek olan müdahalelere neden olacağından, ruh sağlığı meslek mensuplarına tanımlanmış ruh sağlığı hizmeti sunumunda alan ihlaline yol açacağından ilgi yazınızda bahsedilen “manevi rehberlik ve psikolojik danışma” ifadesinin yeniden değerlendirilmesini, psikolojik danışmanlığın sadece ruh sağlığı çalışanlarının yapabileceğinin göz önünde bulundurulmasını, görevlendirilecek din görevlilerinin sadece psikososyal destek sırasında tespit edilen bireysel gereksinimlere göre dini danışmanlık sınırlarında görev yapmalarının sağlanmasını ve alanda çalışan psikososyal destek elemanlarının dini danışmana yönlendirme gereksinimlerine göre planlama yapılması için gereğini arz ederiz.
Saygılarımızla,
Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu