SAĞLIK BAKANLIĞINDA YÜRÜTÜLEN
PSİKİYATRİ EĞİTİMİNİ GELİŞTİRMEK AMACIYLA YENİ EĞİTİM HASTANELERİ AÇILMASI VE ÖZEL PSİKİYATRİ KLİNİKLERİNDE ÇALIŞMA KOŞULLARININ DÜZELTİLMESİYLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR HAKKINDA
TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ MERKEZ YÖNETİM KURULU AÇIKLAMASI
Sağlık Bakanlığı - Ruh Sağlığı Danışma Kurulu internet haberleşme grubunda meslektaşımız Prof. Dr. Rüstem Aşkın’ın bildirdiğine göre,
1. Sağlık Bakanlığı yetkilileri, Elazığ, Samsun, Manisa ve Adana Ruh Sağlığı Hastanelerinin (belki SSK’dan yeni devralınan Erenköy ve açılma hazırlıkları hızlandırılan Bursa RS hastaneleri de gelecekte bu listeye eklenmek üzere) psikiyatri eğitim hastanelerine dönüştürülmesi yönünde çalışmaktadır. Yine meslektaşımızın gruba yazdığına göre “Bu aşamadaki tek sorun eğitici kadroların nasıl oluşacağı sorusudur.”
2. Sağlık Bakanlığı’nda yapılan ikinci çalışma ise, özel hastanelerde psikiyatri uzmanlarının çalışma koşullarını güçleştiren engellerin kaldırılmasıdır.
Bu iki konu hakkında 27 Şubat 2005 günü toplanan TPD Merkez Yönetim Kurulu aşağıdaki görüşleri oluşturmuştur.
1. Ruh ve sinir hastanelerinin eğitim hastanesine dönüştürülmesi ile ilişkili Sağlık Bakanlığı ile yürütülen görüşmelerin son aşamasına geldiği, halihazırda Sağlık Bakanlığının şeflik atamaları ile ilgili yönetmeliği Danıştay tarafından iptal edildiği için kurulacak eğitim birimlerindeki eğitici kadroların, şu anda başka hastanelerde şef veya şef yardımcısı kadrosunda bulunanların atanması veya üniversitelerde istekli olabilecek profesör veya doçentlerin görevlendirme yoluyla atanması yoluyla oluşturulmasının planlandığı öğrenilmiştir.
Ülkemizdeki psikiyatri uzmanlarının sayısı Dünya ve Avrupa standartlarının altındadır. Türkiye Psikiyatri Derneği uzman sayısının artırılması gerektiği konusundaki görüşlerini 2003 yılında Sağlık Bakanlığı’na bir rapor halinde sunmuş ve TPD Bülteni’nde yayımlamıştır. Uzman sayısının artırılmasının tek yolu uzmanlık eğitimi verilen kişi sayısını kademeli olarak artırmaktır. Sayın Sağlık Bakanı’na Ruh Sağlığı Danışma Kurulu’nca sunulan öneriler listesinde, halen var olan psikiyatri eğitim kliniklerinin azami asistan sayısının 8’den 12’ye çıkarılması önerisi de yer almıştı. Sağlık Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı Ruh Sağlığı Hastanelerini Eğitim Hastanelerine dönüştürme düşüncesi de aynı gereksinimi karşılamaya yönelik işlevli bir yoldur.
Asistan sayısının artırılmasında gecikilmemesinde yarar vardır. Ancak ruh sağlığı hastanelerinin eğitim hastanelerine dönüştürülmesi, acele edilmeden gerekli koşulları oluşturularak gerçekleştirilmesi gereken bir süreçtir. Sağlık Bakanlığı bu konudaki projeyi açıklamamıştır. Eğitici kadro sorunu dışındaki hazırlıkların ne olduğu, ne kadarının yapılmış bulunduğu konusunda açıklanmış bir bilgi yoktur. Eğitici kadro sorununun da yalnızca bir atama sorunu olarak ele alındığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle halen görevdeki şef ve şef yardımcılarının bulundukları göreve “nokta atanması” ile geldikleri, görevli oldukları hastane ve o görev için sınava girdikleri ve ruh sağlığı ve hastanelerine görevlendirmenin iller arası atamayı gerektirdiği göz önüne alındığında sorunu bu tür bir atama ile çözmeye çalışmak, yeni hukuki pürüzler yaratmak anlamına gelmektedir. Öte yandan üniversite öğretim üyelerinin görevlendirilmesi geçici bir çözüm olup sonradan doğuracağı boşluğa bağlı sorunların öngörülürse acele etmeden sorunu bir kereliğine ve kalıcı çözmenin yararı da görülecektir.
Meslektaşımız Dr. Rüstem Aşkın’ın da belirttiği gibi günümüzde tıpta uzmanlık eğitimi konusunda hukuksal bir boşluk yaşanmaktadır. Halen bu konuda geçerli bir tüzük veya yönetmelik bulunmamaktadır. Bu demektir ki böyle bir uygulamanın hukuki dayanağı yoktur. Bilindiği gibi hukuki bir dayanağı olmadan yapılan işlemlerin hukuki geçerliliği olmaz veya en azından bu tür işlemler ciddi hukuki tartışmalara, bir çok kişi için uzun süre belirsizliğe yol açarak meslektaşlar arası ilişkileri, çalışma huzurunu bozmaktadır.
Geçici ve hukuksal dayanağı olmadan yapılan acele bir uygulamanın sonucundayalnızca eğiticilerin değil eğitim alacak meslektaşlarımızın da doğacak sorunlarıyla baş etmek, bakanlıktan çok meslektaşlarımızı meşgul ettiğinden ve meslektaşlar arası ilişkileri bozduğundan TPD olarak bu uygulamanın tüzük hazırlığından sonrasına bırakılması uygun olacaktır.
TPD Merkez Yönetim Kurulu olarak,
a) Ülkemiz ruh sağlığı hizmetlerinin önümüzdeki 20 yıllık geleceğini ilgilendiren böyle köklü bir sorunu Sağlık Bakanlığı’nın hukuki dayanağı olmayan bir atama yöntemi ile çözmeye çalışmasının sakıncalı olduğu;
b) Tıpta Uzmanlık Eğitimi ile ilgili yönetmelik ve tüzük tamamlanıncaya dek bir yandan da sorunun çözümüne hemen başlanması için varolan psikiyatri eğitim birimlerindeki azami asistan sayısının bir dönemliğine 8’den 12’ye çıkarılması yönünde bir uygulama başlatılmasının uygun olduğu;
c) Yüksek Öğretim Kurumu’na Sağlık Bakanlığı’nca bu yönde bir tavsiye yazısı yazılarak tıp fakültelerinin psikiyatri kliniklerinde de bir kereliğine %50 bir artırma ile ara çözümü ülke geneline yaymanın mümkün olduğu;
a. Bu bağlamda yapılan çalışmalar sonuçlanmadığına göre, tasarı halindeyken derneğimize değerlendirme olanağı verilmesinin uygun bir çözüm olacağı;
b. Şu sırada atılan adımların, psikiyatri hizmetlerinin fizik koşullar, donanım ve kadrolar yönünden klinik, poliklinik vb. asgari standartlarının belirlenmesi faaliyetinin bir parçası olarak düşünülmesinin, asgari standartların belirlenmesi yönündeki çalışmaların başlamasının uygun olduğu;
kanısında olduğumuzu ve bu yönde yapılacak ön çalışmalar için Sağlık Bakanlığı ile işbirliğine hazır olduğumuzu bildiririz.
Saygılarımızla.
Türkiye Psikiyatri Derneği
Merkez Yönetim Kurulu