TPD 51. Ulusal Psikiyatri Kongresi Basın Toplantısı
Psikososyal Dayanışma Ağı
20 Temmuz da suruçta gerçekleştirilen katliam sonrası ruh sağlığı ve insan hakları alanında çalışan birçok sivil toplum örgütü tarafından oluşturulan ve adını patlamanın yaşandığı yerden alan Suruç Psikososyal Ağı ile başlattığımız çalışmaları sizlere duyurmaya çalışmıştık.
Bu katliamın yarattığı psikolojik ve soyal etkilerini bir çok şehirde kurulan Psikososya Dayanışma Ağı adı altında sarmaya çalışırken maalesef 10 Ekim’de çok daha büyük bir katliama tanıklık ettik.
10 Ekim günü Ankara’da, Türkiye’nin birçok kentinden “emek, demokrasi ve barış” isteklerini haykırmaya gelen 10 binden fazla insanın arasında iki canlı bombayla gerçekleştirilen katliamda 102 ölü ve 400’e yakın yaralı geride kaldı.
Suruç katliamı sonrasında içine girilen ve Ankara katliamında içinde bulunan savaş ortamı, artan güvensizlik, ayrımcılık ve adaletsizlik toplumun birçok kesiminin yaşayabileceği sonuçları daha da zor başa çıkılır hale getirmiştir.
Bu saldırılar ve sonrasında yaşanan şiddet birçok açıdan topluma ve bireye zarar vermeyi amaçlamakta ve toplumsal yaşamın temel dokusuna, güven duygusuna ve toplumu birbirine bağlayan başlara zarar vermiştir. Bu olaylar birçok kişide fiziksel ve ruhsal yaralanmalar yaratmıştır.
Bu katliamlar sonucunda, toplumsal sorunlar ile etkin bir şekilde birlikte mücadele edilmesi ve sosyal dayanışmanın artması, insanların korku karşısında güçlenmesi için bir olanak oluşturmaktadır. Bu dayanışmanın bir parçası olarak, fiziksel ve psikolojik yaralarımızı sarmanın dayanışmasını göstermek önemlidir.
Bu nedenle bizler, Türkiye Psikiyatri Derneği’nin de paydaş olduğu diğer ruh sağlığı çalışanları ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı ile bir araya gelerek Suruç katliamı sonrasında başlattığımız “Psikososyal Dayanışma Ağı” adı ile Ankara Katliamında, tanıklık eden, yaralanan, hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve bu katliamdan etkilenen kişilere destek vereceğimiz duyurmuştuk.
Katliamın yaşandığı ilk saniyelerden itibaren alanda olan arkadaşlarımız ile çalışmalarımız başlayıp bugüne kadar gerek bilgilendirme gerekse grup ve bireysel psikoterapi ile desteğimiz sürmektedir.
Geldiğimiz son aşamayı aktarmadan önce Türkiye Psikiyatri Derneğinin şu ana kadar travma ile ilgili çalışmalarından bir kaç örnek vermek isterim.
17 Ağustos depremi ile bir çok kurum gibi hazırlıksız yakalanmış, afet ve travma ile ilgi çalışan kurum, kuruluş ve uzmanlık örgütleri ile birlikte dayanışmanın önemi ortaya çıkmıştır.
Bu çalışmalar neticesinde aralarında Kızılay’ın olduğu ve ruh sağlığı alanında çalışan altı dernek ile “Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği” 2006 yılında oluşturulmuştur.
Van - Erciş depremi sonrası 34 gönüllü psikiyatri uzmanı olmak üzere 200 üstünde APHB üyesi alanda psikososyal destek vermiştir.
Yine tarihin en büyük maden facialarından biri olan Soma Maden katliamı sonrası 1 yıl süren yüzlerce mağdura hizmet verilmiştir.
Geldiğimiz son noktada bombalı intiharcılarla oluşan bu katliamların öncesinde ve sonrasında yaratılan ayrımcılık ve kutuplaştırma psikososyal çalışmalar konusunda farklı bir birlikteliği gerektirmiştir. Bu konuda özellikle insan haklarının savunulması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Yakınını kaybeden, yaralanan ve tanıklık eden insanların bu travmaların üzerine biber gazı, polis ve göz altı gibi baskılar yaşamaları devlet kurumlarından hizmet almalarına yönelik bir sorun yaratmıştır.
PDA nın ilk çalışmaları katliamdan etkilenenleri saptamak ve bilgilendirmek olmuştur. Etkilenen kişiler saptandıktan sonra gerek ilaç tedavisi gerekse psikoterapi ile desteğe devam edilmektedir.
Başta Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin, Kocaeli ve Manisa olmak üzere kurulan “Psikososyal Dayanışma Ağları” 20 ‘nin üzerinde şehirde çalışmalar sürdürmektedir. Dayanışma ağının iletişim koordinasyonunu Türkiye İnsan Hakları Vakfı olmakla birlikte Vakıfın şubesinin olmadığı şehirlerde Tabip Odaları, sendikalar ve diğer STK’lar aracılığı ile koordinasyon sağlanmaktadır.
Şu ana kadar çoğunluğu büyük şehirlerde olmak üzere Ankara Katliamında etkilenen 1000 den fazla kişiye ulaşılmıştır ve hala yeni başvurular devam etmektedir.
Bu çalışmalar içinde ölenlerin yakınlarına taziye ziyaretleri, yaralanan kişilere hem hastanelerde tedavi gördükleri sürece ve taburcu olduktan sonra evlerinde ziyaret edilerek destek verilmiştir.
Görüşme yapılan ve etkilendiği saptanan yaklaşık 500 kişiye ilaç tedavisi, bireysel psikoterapi ve grup terapisi yöntemlerinden an az biri uygulanmaktadır.
Katliamdan etkilenenlerde saptadığımız ve en sık gözlenen sorunlar, uyku bozukluğu, sinirlilik, öfke nöbetleri, depresyon ve stres bozukluğu şeklindedir.
Daha önce Soma da olduğu gibi bu çalışmaları en az bir yıl sürdürmeyi planlamaktayız.
Türkiye Psikiyatri Derneği, kuruluşuna katkıda bulunduğu PDA ile birlikte yaşanan tüm travmalara ülke genelinde tüm üyeleri ve gönüllüleri ile müdahale etmeye, psikosoyal destek vermeye, daha da önemli bu tür acıların, kayıpların, katliamların, savaşların ölümlerin yaşanmadığı bir dünya kurulması için mücadele etmeye devam edecektir.
Uz. Dr. Şahut Duran
TPD Örgütlenme Sekreteri