"PSİKİYATRİ HASTALARININ VERİ GİZLİLİĞİ"
ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
Sağlık Bakanlığı son yıllarda kişisel sağlık verilerinin kişilerin rızası olmadan paylaşımına farklı ortamlarda izin vermektedir. Geçmişte ve halen sağlık net uygulamaları, E-Nabız, emniyet müdürlüğünün psikiyatri hastalarının verilerini isteme gibi örnekler mevcutken son olarak Aile Sağlığı Merkezlerinden, psikiyatri hastalarının listesinin iletilmesi istenmiştir. Bakanlık yetkilileri bu uygulamayı Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri ile entegrasyon için yaptıklarını ifade etmektedir. Kişisel sağlık verilerinin kişinin rızası olmadan ne koşulda olursa olsun paylaşılması kabul edilemez.
Hekimlerin doğru bir teşhis koyabilmesi için, hastanın herhangi bir çekince hissetmeden, yaşadıklarını, gördüklerini, bildiklerini, hekime açıklaması gerekir. Hastanın bu açıklamayı rahatça yapabilmesi için de hekimin açıklanan bilgi ve olayları “sır” kapsamında saklayacağına inanması-güvenmesi gerekir.
Anayasanın 20. Maddesi ile tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere uygun yasal bir düzenleme olmaksızın Sağlık Bakanlığının hasta verilerini toplaması, işlemesi, paylaşması mümkün değildir.
Sağlık Bakanlığının bütün hastaların kişisel sağlık verilerini kaydetmesi, işlemesi ve paylaşması konusunda yasa ile verilmiş bir yetkisi bulunmamaktadır. 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 47. Maddesi ile Sağlık Bakanlığına veri toplama ve işleme konusunda iki kez yetki verilmiş, Türk Tabipleri Birliği’nin çabaları sonucu biri 2013 yılında diğeri ise 2014 yılında olmak üzere Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Sağlık Bakanlığı’nın veri toplamakta kullandığı Sağlık Net2 Sistemine veri gönderilmesini zorunlu tutan Genelge de daha önce Türk Tabipleri Birliği tarafından açılan dava sonucu 2014 yılında Danıştay tarafından hukuka aykırı bulunarak yürütmesi durdurulmuştur.
Sağlık Bakanlığı hasta ve insan haklarına uygun olmayan işlemleri hekimlerden, sağlık kuruluşlarından yapmalarını istemekten vazgeçmeli, bireylerin insan haklarına uygun sağlık hizmeti almalarını sağlamalıdır. Oysa bugünkü uygulamalarda sağlık hizmeti alan kişilerin çoğu verilerinin, verilerin hizmeti aldıkları yer dışında toplanıp kayıt altına alındığının farkında değildir.
Ayrıca “Ruh Sağlığı Eylem Planı” doğrultusunda Sağlık Bakanlığının kabulüyle “toplum temelli bireye dayanan” ruh sağlığı uygulamalarının yerleştirilmeye çalışıldığı günümüz psikiyatri pratiği içinde sırf kişinin ruh sağlığının bozulduğuna dair bir tanısı olduğu için kendi hakkında alacağı “gizlilik ve mahremiyet başta olmak üzere” karar hakkının kişinin oluru alınmaksızın TRSM ve devlet dahil hiçbir kuruma devredilmesi kabul edilemez. Bu sebeple sözü geçen veri paylaşımı 2011’den bu yana uygulanan sağlık politikalarına da aykırıdır.
TTB, TPD, TAHUD ve PHD olarak; hastalarımızın ve diğer kişisel veri tabanlarının kişilerin bilgisi ve izni dışında oluşturulmaması, toplanan verilerin güvenliğinin yasal ve pratik güvence altına alınması, özel ve kamusal alanda toplanan kişisel verilerin amacı dışında kullanılmaması için yasal ve demokratik alanda çaba göstermeye devam edeceğiz.
Aile hekimlerinin, bakanlığın isteğine rağmen, bu veri transferinin etik ve yasal açıdan kendileri açısından bağlayıcı olduğunu bilmelerini ve bu bilgi formlarını doldurmamalarını talep ediyoruz.
Saygılarımızla
Türk Tabibleri Birliği
Türkiye Psikiyatri Derneği
Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği
Pratisyen Hekimlik Derneği