TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ
BASIN AÇIKLAMASI
18.04.2015
“İNTİHAR HABERLERİ”
Ülkemizde çoğu zaman intihar haberleri herhangi bir değerlendirmeden geçirilmeden, haberin olası sonuçları hakkında düşünülmeden medyada yer almaktadır. Son olarak akademisyen bir meslektaşımızın vefat haberi yazılı, görsel basın ile sosyal medyada bu şekilde yer almıştır. Medyanın bu haberi ayrıntılı olarak ilettiği, televizyon ve internet ortamında görsel kayıtları sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Medyada intihar vakalarının tüm ayrıntılarıyla, dramatize edilerek, görsel öğeler eşliğinde sunulması, intihara eğilimli kişiler üzerinde olumsuz etkiler yarattığı bilinmektedir. Ayrıca ölen kişilerin geride kalan yakınlarının acılarını artırıcı, ruhsal durumunu bozucu ve yaslarını yaşama olanağını ortadan kaldıranolumsuz etkilerinin olduğu bilinmektedir. Bir intihar davranışını gösteren görsel öğeleri yayımlayan medya yöneticilerinin bu yayının “özendirici” olma olasılığını da, yakınlar üzerindeki bozucu etkileri de değerlendirmedikleri anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Hak ve Sorumluluklar Bildirgesi’nde “İntihar olayları hakkında haber çerçevesini aşan ve okuyucu veya izleyiciyi etki altında bırakacak nitelikte ve genişlikte yayın yapılmamalıdır. Olayı gösteren fotoğraf, resim veya film yayınlanmamalıdır” denilmektedir. Öte yandan 5187 sayılı Basın Kanunu 20. Maddesi de intihar haberlerine “özendirici olmama” koşulu ile bir sınırlandırma getirmektedir. Ancak bu yayınlar söz konusu bildirge ve yasaya uyulmadığını göstermektedir.
Kuşkusuz bir olayın habere dönüştürülmesi gazetecilik mesleğinin incelikleri içindedir. Bu incelikler yalnızca teknik bilgiyi değil verilen haberin toplum ve bireyler üzerindeki etkilerini de göz önüne alan etik ve hukuki yönler de içerir. İntihar haberleri mesleki incelik ve özen gösterilmesi arasında ön sıralarda yer alır. Özendirici olmama yanında haber okurlarının “gözetlemecilik” davranışının, beslenmemesi gerektiği da açıktır.
İntihar eylemini gösteren görsel materyalin televizyon ve internet ortamında yayını kişinin mahremiyetini açıklama anlamına gelir. Bilindiği gibi kişi hakları ölümden sonra da sürer. Bir intiharın haber sınırlarını aşan bir ölçüde anlatılması ya da gösterilmesi hem ölen kişinin, hem de geride kalan yakınlarının mahremiyetinin ve kişilik haklarının ihlalidir.
Bu gerçekler ışığında medya yöneticileri intihar haberi yapmadan önce azami özeni göstermeli ve haber yapılacaksa; ölümün intiharla olduğu dışında bilgi vermemeli, yönteme değinilmemeli, intihar davranışına yönelik alternatifler vurgulanmalı ve intihar hiçbir zaman yüceltilmemelidir.
Son bir yıl içerisinde yayınladığımız basın açıklamasında yer verdiğimiz Dünya Sağlık Örgütü’nün aşağıda yer alan intihar haberlerinin medyada yer alması ile ilgili kurallar listesini bir kez daha artık ülkemizde de bir an önce uygulanabilir hale getirilmesi amacıyla yeniden yayımlama gereği duyuyoruz:
Türkiye Psikiyatri Derneği olarak; öncelikle vefat eden meslektaşımız ile ilgili sakıncalı haberlerin yukarıda sıraladığımız gerekçeler nedeniyle bir an önce yazılı, görsel ve sosyal medya yayınlarından kaldırılmasını, intihar haberleri ile ilgili evrensel ilkeler çerçevesinde yayın kuralları ile ilgili yasal düzenlemelerin ve uygulamaların bir an önce yapılmasını talep ediyoruz.
Meslektaşımızın ailesi ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
Saygılarımızla
Türkiye Psikiyatri Derneği
Merkez Yönetim Kurulu
[Tüm Haberler]