TÜRK TABİBLER BİRLİĞİ VE TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ
BASIN AÇIKLAMASI
“MEDYA ve PSİKİYATRİ”
07.04.2015
Medyada sıklıkla psikiyatri hastalarının damgalanmasına yol açan haberler yer almaktadır. Son dönemde bazı medya organlarında şizofreni ve bipolar bozukluk hastası olduğu belirtilen kişiler ile ilgili haberler yer almaktadır.
Psikiyatri hastalarının damgalanması hastaları tedaviden ve toplumdan uzaklaştırmaktadır. Medyada yer aldığı şekilde şizofreni hastalarının “evden dışarı çıkmamaları”nın en önemli nedeni damgalamadır. Bu haberlerin medyada veriliş şekli de ayrıca damgalamayı arttırmaktadır. Şizofreni hastalarının damgalanması, toplum dışına itilmelerine, hastalıklarından utanmalarına, hastalığının herkes tarafından öğrenileceğine dair kaygı duymalarına yol açmaktadır. Toplumun şizofreni hastalığından / hastalarından korkması, daha fazla hastanın evine kapanmasına, hastalığını utanç verici olarak algılayıp reddetmesine, dolayısıyla tedavi imkanlarından uzaklaşmasına neden olmaktadır. Bir insanın toplum tarafından reddi ve ayrımcılığa uğraması bir insan hakları ihlalidir.
Şizofreni ve bipolar bozukluk hastalarının suç ve şiddet olaylarına karışma oranı herhangi bir psikiyatrik tanısı olmayan kişilerden çok daha azdır. Bir şizofreni hastası tarafından öldürülme riski 14.3 milyonda birdir. Buna karşın bir şizofreni hastasının başkalarından zarar görme riski diğer bireylerden 2-14 kat daha fazladır.
Medya insan davranışı üzerinde oldukça etkilidir. Toplumsal değer yargılarını, tutumları, toplumsal görüş ve eğilimleri şekillendirip ve hatta yönlendirmektedir. Medyanın psikiyatri ve psikiyatrik hastalıklar üzerindeki etkileri de önemli ve yönlendirici boyuttadır. Psikiyatri ve psikiyatrik hastalıklar medyada ağırlıklı olarak olumsuz olarak verilmektedir. Psikiyatrik hastalıkları şiddet ve suç unsurlarının nedeni olarak gören bu anlayış psikiyatri ve psikiyatri hastalarını damgalamaktadır.
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluğu Bildirgesi’nde “Açık kamu yararı olmadıkça ve olayla doğrudan ilgisi, bağlantısı bulunmadıkça, bir insanın davranışı veya işlediği suç, onun ırkına, milliyetine, dinine, cinsiyetine, cinsel eğilimine, hastalığına veya fiziksel, zihinsel özürlü olup olmamasına dayandırılmamalıdır.” denilmektedir. Ancak bu ilke çerçevesinde doğrudan ilgi ve bağlantı olmadan kişilerin söylemlerine dayanarak haberlerin yapıldığı görülmektedir. Aynı bildirgede yer alan “Sağlık konusunda sansasyondan kaçınmalı, insanları umutsuzluk veya sahte umut verecek yayın yapılmamalıdır” maddesinin bir an önce uygulanabilir olması gerekmektedir.
Türk Tabibler Birliği ve Türkiye Psikiyatri Derneği olarak, medyada psikiyatri ile ilgili haberlerin veriliş şekline azami özenin gösterilmesi talep ediyoruz.
Saygılarımızla,
Türk Tabibler Birliği Merkez Konseyi
Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu