21 Eylül Uluslararası Barış Günü

Birleşmiş Milletler tarafından 1981 yılında Dünya Barış Günü olarak ilan edilen ve Uluslararası Barış Günü olarak adlandırılan 21 Eylül’de, barışa en çok ihtiyaç duyulan bu günde insanlık, barış umudunun giderek azaldığı, savaşın, ölümlerin ve çatışmaların sıradanlaştığı bir dönemden geçiyor.

Rusya-Ukrayna Savaşı 3 yılı aşkın süredir devam etmekte. Sivil, asker, iki yüz binden fazla insanın hayatını kaybettiği savaşta çözümsüzlükler artarak sürüyor. Filistin coğrafyası ise on yıllardır yaşanan işgalin ve çatışmaların üzerine 2023 Ekim ayında yaşanan olayların eklenmesiyle eşi benzeri görülmemiş bir kıyımın adresi oldu. Gazze, kasıtlı saldırılarla sağlık sisteminin çökertildiği, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre hastanelerinin %94’ünün işlevsiz hale getirildiği, eğitim kurumlarının yıkıldığı, sağlık çalışanlarının öldürüldüğü, sivil halktan hayatta kalmayı başarmış olanların ise en az bir aile üyesini kaybettiği bir soykırımı yaşıyor. Yirmi ayı geçen İsrail işgalinin altında Gazze, dünyada en fazla sayıda çocuğun öksüz ve yetim bırakıldığı ya da en az bir uzvunu kaybettiği, belirli bir süre içinde en fazla sayıda gazetecinin öldürüldüğü, 5 yaşındaki bir çocuğun bedenine en fazla sayıda kurşunun ateşlendiği, insanların sığamayacakları bir toprak parçasında yaşamaya zorlandığı bir bölgeye dönüştü. Haziran ayı içinde İsrail-İran arasında yaşanan kısa süreli savaş, dünyanın güvenli bir yer olmadığına ilişkin algıyı daha da güçlendirdi. İsrail tarafından Lübnan’a, Katar’a, Yemen’e gerçekleştirilen saldırılar ne yazık ki bölgesel çözüm ihtimalinin yakınlarda görünmediğini, dünya çapındaki silahlanma yarışı ve savaş olasılığı ile tüm insanlığın tehdit altında olduğunu göstermektedir.

İnsanlık tarihi barışın olmadığı bir dünyada nelerin yaşanabileceğine dair çok acı deneyimlerle doludur ama aynı zamanda barışı inşa edebilenlerin, barış için mücadele edenlerin de öyküsünü içerir. Uluslararası hukuk kurallarının defalarca hiçe sayıldığını, içinde bulunduğumuz yüz yılda dünyanın gözü önünde bir soykırımın yaşanabildiğini görmek güvenli bir geleceğe ve barışa duyulan umudu azaltsa da, tüm dünya halklarının ortak insani değerler doğrultusunda hareket edeceğine, dayanışma ruhunun insanlığı barış için bir araya getirebileceğine olan inancımızı koruyoruz.

Savaşın, yıkımların, çatışmaların ve tüm bu önlenebilir acılarının yakın tanığı psikiyatristler olarak insanların eşit ve özgürce yaşama hakkını, mutlu ve sağlıklı olma hakkını, çocukların güvenli gelecek hakkını savunmayı, çözümün her zaman mümkün olduğu gerçeği ile barışı birlikte inşa edebileceğimize inanmayı ve sorumluluk almayı seçiyoruz.

İsmine uygun kutlamaların yapılabileceği bir Barış Günü’ne ulaşmak dileği ile, dayanışma ile.

 

Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu