Basına ve Kamuoyuna,
Lazkiye, Tartus, Humus başta olmak üzere Suriye’nin çeşitli bölgelerinde bir süredir devam eden ve son günlerde Alevi Nusayri nüfusa yönelik katliama dönüşen saldırılar hepimizi derin bir endişeye ve üzüntüye boğmuştur. Planlı kitlesel katliam şeklinde yaşanan bu saldırılar sadece Suriye’nin değil tüm bölgenin sorunu, sorumluluğu ve dramıdır. Aylar öncesinde bölgede yaşanabilecek çatışmaların ihtimaline karşı pek çok uyarı ve eylemler yapılmasına rağmen maalesef bugün kaybedilen canların sayısının binlerle ölçüldüğü bir aşamaya gelinmiştir. Katliamı meşru gören açıklamalar, bir grubun sırf başka bir mezhebe bağlı diye bir azınlığa yaşam hakkı tanımayacağını ilan etmesi ise tüm insanlığın acil müdahil olması gereken kabul edilemez bir durumdur. İnfazların kaydedilmesinin yasaklandığına dair duyumlar ulaşırken, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) çatışmalarda yaşanan can kayıplarına dair giderek artan sayılar bildirmekte, yerel kaynaklar çok sayıda kişinin silahlı gruplarca akıbeti meçhul şekilde götürüldüğünü belirtmektedir.
Gazze’de ve Lübnan’da yaşananlar henüz hafızalardayken şimdi de Suriye’de Alevi nüfusa yaşam hakkı tanınmamaktadır. Bu katliamlar derhal son bulmalı, insanlar güvenli ve özgür yaşam haklarına bir an önce kavuşmalıdırlar! Yaşananlar sadece bir bölgenin sorunu, mezhepler arası bir hesaplaşmanın sonucu olarak görülemez. Küresel güçler Suriye’de yayılmacı politika ve müdahaleler ile etnik ve mezhepsel katliamlara sebep olmakta, tüm Ortadoğu coğrafyasında halkların bir arada yaşam hakkını gasp etmektedir, bu tüm insanlığın birlikte karşı çıkması gereken bir durumdur.
Savaşın insan ruhu üzerindeki nesiller süren yıkıcı etkilerinin en yakın tanığı olan biz ruh sağlığı çalışanları Gazze ve Lübnan için susmadığımız gibi Ortadoğu coğrafyasında yaşanan bu katliam karşısında da sessiz kalmayacağız.
Savaş, her dönemde, her koşulda, taraflar kim olursa olsun, hangi coğrafyada yaşanıyor olursa olsun büyük bir halk sağlığı ve ruh sağlığı sorunudur!
Katliamı görüyoruz, sorumluluğumuzun ve tüm insanlığın sorumluluğunun farkındayız. Uluslararası kamuoyunu, kurumları, devletleri, barış ve çatışmaların son bulması için göreve, İnsan Hakları Örgütlerini ve tüm sivil toplumu seslerini yükseltmeye, katliamların durdurulması için mücadele etmeye çağırıyoruz.
Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu