Sağlık Çalışanları ve Topluma Yönelik: 636 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname Hakkında Bilgilendirme Metni"

psikiyatri.org.tr /

663 Sayılı KHK ile Sağlık Bakanlığı toplum sağlığı için değil,

ulusal ve uluslararası sermayeye daha çok para aktarmak üzere yapılandırılmıştır.

 

Sağlık Bakanlığı,  sağlık hizmetlerini merkezdeki ana hizmet birimleri ile vermeyecek,bu görevini bağlı kuruluşlara devrediyor. Aynı şekilde ilaç ve tıbbi cihazlarla ilgili görevlerini de. 

Her ilde, o ildeki bütün hastanelerin bağlanacağı Kamu Hastane Birliklerinin üstünde Kamu Hastane Birlikleri Kurumu kurulupbağlı kuruluş haline getirildi. Aile Hekimleri ve Toplum Sağlığı Merkezlerinin bağlı olacağı Halk Sağlığı Kurumu da. Bütçede bu kuruluşların gelir ve giderleri ayrıca gösterilecek.  Tıpkı özel şirketler gibi gelir elde etmek için sağlık hizmeti verecekler.

Şirket gibi çalıştırılacaksağlık kuruluşları gelirlerini halktan sağlık personelinin hizmetine karşılık elde edecek, bu geliri sermaye şirketlerine aktaracaktır.

Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarının 2010 yılındaki Döner Sermaye geliri 16 Milyar 137 Milyon TL, döner sermaye gideri ise 15. Milyar 455 Milyon TL olmuştur. Bu gelirin kaynağı çalışanlardan kesilen, sağlık sigortası primleri,yine çalışanların gelirlerinden kesilen vergilerden yeşil kartlılar için aktarılan para ve hastaların cepten yaptığı ödemelerdir.

Ülkemizin bütün bölgelerinde yapılması süreci başlatılan 20yi aşkın “sağlık kampüsü” nden ihalesi yapılanKayseri için 137. Milyon TL, Ankara Etlik için 319 Milyon, Ankara Bilkent için de 289 Milyon TL olmak üzere özel sektöre ödenecek yıllık kira bedeli toplamı 745 Milyon 730 Bin TL dir. Diğerlerinin de ihalesi tamamlandığında en az 25 yıl boyunca her yıl için milyarlarca kaynak ulusal ve uluslararası şirketlere, kampüs hastanelerinin yüksek  işletme ve kira bedelleri için aktarılacaktır.

Kampüs hastanelerinin dahil edileceği Kamu Hastane Birlikleri, kira bedelinin yanı sıra laboratuar, görüntüleme, yemek, temizlik, güvenlik ,bakım, morg, gasilhane ve daha pek çok hizmet için özel şirketlere para aktarmak zorundadır. Sağlık hizmeti için gerekli malzemeleri satın alacak, kasasında para kalırsa sağlık hizmetini üreten sağlık personeline düşük maaşının yanında emekliliğe bile yansımayan bir miktar ek ödeme yapacaktır.

Kamu hastaneleri birliklerinde çalıştırılmak üzere 10 bin civarındaek sözleşmeli personel alımı yapılmakta, Sağlık Bakanlığının illerde sağlık müdürlüğü şeklinde tek olan taşra teşkilatı, İl Sağlık Müdürlüğü, Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Kamu Hastaneleri Birlikleri olarak üçe çıkarılmaktadır. Artan teşkilat ve personelin mali harcamaları arttırması bir yana, sağlık kampüslerine “kira bedeli” adı altında milyarlarca TL tutarındaki ilave gider ödemesini karşılayacak bir döner sermaye geliri ortada yoktur. Bu paranın kaynağı ne olacaktır?Sağlık Bakanlığı döner sermaye gelirini tedavi hizmetlerinden yani hastalıktan kazanmaktadır. Bu durumda ya hastalık arttırılacak, ya hastalardan alınan para artırılacak,ya da çalışanlara verilecek para iyice azaltılacaktır. Aslında üçü birden yapılıp sermayeye aktarılacak para bulunacaktır.

Sağlık kuruluşları daha çok gelir elde eden işletmeler olarak yapılandırılırken

sağlık personeline daha az ücret ödenecektir.

Sağlık Personeli, eğitimde görev alan akademisyenlere ne ödeneceği hem 663 sayılı KHK’de hem de eşit işe eşit ücret diye pazarlanan 666 sayılı Kararnamede düzenlenmiştir. kararnameye göre en üst derece ve kademeye gelmiş 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak çalışan uzman hekime:1.224,74 TL, hekime: 1.163,50 TL, diş hekimine: 1.132,88 TL, hemşireye:704,22 TL  asgari ek ödeme yapılacaktır.

Tıp ve Diş Hekimliği Fakültelerinde Yönetici kadrosunda bulunan profesöre: 440,90 TL, diğer profesör kadrosunda bulunanlara: 385,79 TL, Doçente: 349,05 TL, Asistan ise 471,52 TL asgari ek ödeme yapılacaktır.

Üstelik 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 104. Maddesinde yapılan değişiklikle bu asgari ek ödemeler fiilen çalışılmadığı yıllık izin, analık, hastalık gibi mazeret izinlerinde ödenmeyecektir

Ama 666 sayılı KHK ile yönetici, müşavir gibi kimi ayrıcalıklı gruplara diğer ödemelerin yanı sıra emekliliklerine ve emekli ikramiyelerine yansıyacak yüksek maaş ödemesinin genel bütçeden yapılacağı konuluvermiştir.Onlar raporlu da izinli de olsa yüksek maaşlarını alacaktır.Bu kapsamda örneğin Sağlık Bakanlığı müsteşarına 7.738,41 TL, kurul başkanlarına 6.726,39 TL, bakanlık, müsteşarlık ve birinci hukuk müşavirlerine 5.433,97 TL tutarında emekliliğe yansıyacak ücret ve tazminat ödenecektir. 

Oysa sağlık personelinin emekliliğe yansıyan ve genel bütçeden ödenen ücret ve tazminatlarının toplamı hekimde 1.912,00 TL, diş hekiminde 1.907,00 TL, hemşirede ise 1.610,00 TL’dir. Sağlık hizmetini, tıp ve uzmanlık eğitimini üreten, yürüten personele verilen düşük ücretler karşısında ayrıcalıklı gruba kime ve hangi  hizmet için özel ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.

Kamu Hastane Birliği özel şirket gibi yönetilecektir.

Yakın geçmişte Türkiye’de, Amerika Birleşik Devletlerinde batan banka ve diğer şirketlerden, Özel Şirketlerin toplum çıkarlarına aykırı olarak kar amacıyla kötü yönetildiğini gördük, biliyoruz. Şimdi de kararname ile devlet hastanelerinin yönetim şekli özel şirket yönetimine dönüştürülmektedir.

Genel Sekreter Kamu Hastane Birliğini, Hastane Yöneticisi Birliğe bağlı hastaneyiyönetecektir. Bu kişilerin hekim olması hatta sağlık personeli olması bile aranmayacak, dört yıllık herhangi bir yüksek okul mezunu kişiler arasından özel sektörden ya da kamuda çalışanlar arasından atanacaktır. Hastanenin başhekimi de hastane yöneticisine bağlı olacaktır. Hastanede idari mali hizmetler ve bakım hizmetleri sorumluluğu da ayrı kişilerde olabileceği gibi üç görev bir kişiye de yaptırılabilecektir.

Kamu Hastane Birliklerinde,  bütün yöneticilerinde içinde olduğu 10 bin kişi en fazla iki yıl süreli özel sözleşmelerle iş güvencesi olmaksızın çalıştırılacaktır.  Her bir çalışanın bir üstündeki amiri tarafından performansı yetersiz bulunursasözleşmesinin süresi bile beklenmeden fesh edilebilecektir.

Hastanelerde çalışacak sağlık personeli şimdilik hangi statüde çalışıyorsa bunu koruyacak, yani devlet memuru veya sözleşmeli olarak çalışmaya devam edecektir. Ancak Memur ya da 4924 sayılı Yasaya göre sözleşmeli olan bütün sağlık personelinin Birliğedahil hastanelerin hangisinde ne zaman çalışacağına genel sekreter karar verecek, bütün personelin yerini değiştirebilecektir.Genel Sekreter ve Hastane Yöneticisidisiplin ve sicil amiri olabilecek, sağlık çalışanlarınagörev yaptığı yerde ikamet etmek zorundasın diyebilecektir.

Hekim, uzman hekim, diş hekimi yetiştirilmesinde

bilimin toplumun çıkarına uygulanıp geliştirilmesi zemini ortadan kaldırılmaktadır.

Uzman hekim yetiştiren Eğitim ve Araştırma hastaneleri o ildeki Kamu Hastane Birliği’ne dahil edilmektedir. Kamu Hastane Birliğinde eğitim araştırma hastanelerini de hekim bile olmayabilecek hastane yöneticisi yönetecektir. Bu kişi hastanede hekimlere tıpta uzmanlık eğitiminin nasıl verileceğini, kimlerin eğitimden sorumlu olacağını belirleyecektir.  Tabi sağlık hizmetinin nasıl verileceğini de. Beğenmezse sorumluyu görevinden alıp yerine yeni birisini görevlendirebilecektir.

Tıp Fakülteleri de kamu hastane birliklerine dahil edilebilecektir. ‘İşbirliği’ adı altında Birliğe dahil edildiğinde o hastaneyi de Hastane yöneticisi yönetecektir. Öğretim üyelerinin sundukları sağlık hizmetleri nedeniyle amirleri de dört yıllık yüksek okul mezunu genel sekreter ve hastane yöneticisi olacak, eğitim sorumlusunu hastane yöneticisi belirleyecektir.

Böylece tıp ve tıpta uzmanlık eğitimi, sağlık hizmeti alacak kişilere en iyi hizmeti vermek üzere gerekli her türlü bilgiyi ve beceriyi kazanmış hekimleri yetiştirmek için değil, hastaneye en çok geliri getirecek şekilde şirket yöneticisinin arzusuna göre şekillendirilecektir.

 

Kamu Hastanelerinin Sınıflandırılması Sağlık Hizmeti Alacak İnsanların Sınıflandırılmasıdır.

Her insanın gereksinimi olan sağlık hizmetini alma hakkı vardır. Bunun için ülke düzeyinde tüm hastanelerin gerekli sağlık hizmetini en iyi şekilde verecek bir biçimde organize edilmesi gerekir.

Kararname ile Kamu Hastane Birliklerine bağlı hastaneler mali durumları ve tıbbi hizmetlerin verilme durumuna göre beş grubu ayrılacaktır.  Bu sınıflama ile zenginler ve yoksulların farklı sınıftaki hastanelerden hizmet almasının yolu açılmıştır.

Nitekim4 Kasım 2011 günü SGK tarafından sessiz sedasız bütün derecedeki sağlık kuruluşlarının muayene katılım ücretleri 5 TL birden arttırılmıştır. Böylece hasta olan insanlar, birinci basamak sağlık kuruluşlarında 8, kamu hastanelerinde 13, özel hastanelerde ise 17 TL muayene katılım ücreti  ödeyecektir. İlaçta ve tıbbi cihazda yüzde yirmi olan katılım payının yanı sıra yataklı tedaviden yüzde bir oranında alınmasına yönelik yasada bulunan hüküm her an uygulamaya konulabilecektir. Yoksullar, İstisnai sağlık hizmeti adı altında yeni tedavi yöntemlerininbedelini ceplerinden ödeyemeyeceği içinyararlandırılmayacak, kısa bir süre sonra başlatılması beklenen asgari ücretin üçte birinden fazla geliri olanların sağlık sigortası primi ödemesi uygulaması ile hiçbir hastane sınıfına gidemez hale gelebilecektir.

Sağlıkta Serbest Bölge, İthal hemşire ve Hekim çalıştırılmasına yönelik hükümlerin amacı

sağlık sermayesine ucuz işgücü sağlamaktır.

Kararname ile“sayıca yetersiz” olduğu iddiası ile vatandaşlık koşulu kaldırılıp yabancı hekim ve hemşire çalıştırma yolu açılmıştır. Yoksul ülkelerin sınırlı kaynakları ile yetiştirdiği insanlarını ülkemize taşıyacak bu yöntem, sağlık sermayesine ucuz işçi sağlamak için uygulamaya konulmaktadır. 

Sermayeye, yabancı hekim ve hemşireyi ülkemizde çalıştırma olanağı sağlanırken, bu kişilerin sahip olmaları gereken eğitim, hasta ile iletişimde gerekli olan çok iyi düzeyde dil bilme, mesleki denetim, kötü mesleki uygulamalara karşı sorumluluk kuralları gibi toplum sağlığını ve yararını korumak için gerekli en temel düzenlemeler bile yapılmamıştır.

Her türlü hukuk yok sayılarak dış ülkelerde 49 yıllığına kiralama karşılığı adlı yöntemle sağlık kuruluşu açıp buraların işletmesini kimi malum derneklere verip onlara ülkemizdeki ağırlıklı olarak ücretlilerin ödedikleri vergilerden primlerden para aktarmanın,  çalıştıracakları kişilerin ücretlerini ödemenin yolu açılmıştır.

 

Hekim, Diş Hekimi ve Eczacıların işyeri açarak çalışma hakları ortadan kaldırılmaktadır.

Hekim, diş hekimi, eczacıların yükseköğretim sonunda aldıkları diplomalarla belirli bir sağlık hizmetini  sunarak  bağımsız çalışma haklarının “lisans” uygulaması ile ortadan kaldırılmasınınyolu açılmıştır. Sağlık hizmetini ruhsatın yanı sıra  bedeli150 bin TL ye kadar ulaşan “lisans”ı  alan kişiler verebilecektir. Hekim, diş hekimi ve eczacıların ise lisans sahiplerinin düşük ücretle çalıştırdıkları ucuz işgücü olması uygun görülmüştür.

Sağlık serbest bölgeleri kurulmasına yönelik düzenlemeler ile burada sağlık kuruluşu açacak yerli ve yabancı sermayeye vergi muafiyetleri getirilirken; serbest sağlık bölgelerinde çalıştırılacak sağlık personeli koruyucu düzenlemelerden yoksun bir biçimde işverenin emrine verilmiştir.

Birlik hastanelerine ya da Halk Sağlığı Kurumuna bağlı merkezlerde kamu görevlisi olarak alınacak diş hekimleri ve eczacılarda KPS sınavına sokularak mağdurlar arasına alınmıştır.

Kararname ile Anayasa, Yükseköğretim Yasası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Sosyal Şartının Kabulüne Dair Yasalardaki Haklar İlga edilmiştir

Sağlık Meslekleri Kurulu adı altında neredeyse tamamı Bakan tarafından atanan bürokrat ve nitelikleri belirlenmemiş kişilerden oluşan,yalnızca biri sağlık meslek birliği temsilcisi olan 15 kişilik bir kurul kurulmuştur.

Bu kurullisans ve lisans üstü eğitimle meslek edinen sağlık mesleği mensuplarının, mesleki yeterliğini denetleyecek, yetersiz bulduklarını ilave eğitime ve sınava tabi tutacak, bu eğitimin içeriğini belirleyecek, uyulması zorunlu mesleki etik ilkeleri belirleyecek, mesleğini hatalı uyguladı ya da yetersiz dediği kişilerin diplomalarını üç yıla kadar geçici ya da ömür boyu elinden alacak, meslekten çıkaracaktır. Meslek birliği temsilcisi dışında diğer kurul üyeleri o mesleğin mensubu değildir, o meslek mensubunu yetiştiren öğretim görevlisi de değildir, yargıç hiç değildir.

Bütün dünyada meslek örgütlerinin yaptığı, yeterlik değerlendirmesi, kredilendirme,meslek kurallarını  belirleme, meslekten men, adeta orta çağda kilisedeki din görevlilerinden oluşan engizisyon mahkemeleri gibi ilahi bir güçten vahiy yolu ile inen bilgilere dayanarak sağlık personeli hakkında her türlü değerlendirmeyi yapıp karar verecektir.

İnsanlığın binlerce yıldır kurduğu, en temel hakların güvencesi olan bilgiye dayalı ehliyet, adil yargılanma, kanunsuz suç ve ceza olmaz, doğal yargıç gibi ilkeler rafa kaldırılmıştır.

Meslek Birliklerinin Kuruluş Yasalarında yapılan değişiklikler Kararnamenin özünü ortaya koymaktadır.

Türk Diş Hekimleri Birliği’nin diş tedavisinde nitelikli sağlık hizmeti ve hekim emeğini karşılayacak bir asgari ücreti belirleme yetkisi kaldırılırken sağlık alanındaki bütün ücret tarifelerini belirleme yetkisi Sağlık Bakanlığına verilmiştir.

Türk Tabipleri Birliğinin kuruluş amacı içinde yer alan hekimliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesine yönelik kanun hükmü kaldırılmıştır.

Esasen bu değişiklikler, Bakanlığın teşkilatı başta olmak üzere yaptığı bütün değişikliklerin sağlık hizmetinin toplum yararına geliştirilmesi için değil, sermaye şirketlerinin karlarını arttırmak için yapıldığını tek bir cümle ile özetlemektedir.