TPD 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

psikiyatri.org.tr /

 
 
 
 
TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
BASIN AÇIKLAMASI
 
 
KADININ RUH SAĞLIĞINA YÖNELİK EN CİDDİ TEHDİT, AYRIMCILIK, ŞİDDET VE BASKIDIR.
 
Bugün 8 Mart.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Kadın için
evde, sokakta, okulda, işte,
toplumsal alanda ve siyasette
eşitsizliğin, ve ayrımcılığın
taciz, istismar, şiddet ve baskının ortadan kalktığı,
kendini özgürce ifade edebildiği,
emeği, kimliği ve bedeninin sadece kendine ait olduğu
günlerin geleceği umut ve inancıyla
kadın meslektaşlarımızın ve tüm kadınların
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyoruz
 
 
8 Mart 1857 de, New York’ta 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlar. 51 yıl sonra 8 Mart 1908’de yine New York’ta işçi kadınlar oy hakkı, çocuk işçiliğine son gibi taleplerle yürürler. Bu gün 8 Marttır. Bu tarihten bu yana 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır.  O  

Nasıl bir Türkiye’de kadınlar gününü kutluyoruz?
 
Türkiye’de yasalara göre kadın erkek eşittir; ama kadınların tarihi eşitsizlikler üzerine kuruludur. Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı, kadın ve erkeğin, toplumsal yapılarda, kaynak, güç ve fırsatların kullanım eşitliğini anlatır.  
1-     Kadınlar, kamusal yaşam ve siyasal alanda eşitsizdirler, temsil edilmezler.
2-     Eğitim olanaklarına erişimle ilgili ciddi eşitsizlikler yaşam boyu etkin olur. Ülkemizde 15–19 yaş grubu kızların %47’si, erkeklerin %25’i ne okula gitmekte, ne de çalışmaktadır. Türkiye bu oranlarla OECD Ülkeleri arasında en kötü durumdadır. OECD ortalaması ise kızlarda %8,5 ve erkeklerde %6,9’dur. 2004 yılında orta öğrenim ve yüksek öğrenim çağında bulunan kızların yaklaşık yarısının, erkeklerin dörtte birinin eğitim olanaklarından yoksundur.
3-     Kadınlar çalışma yaşamında etkin biçimde yer alamazlar. İş, sermaye kaynaklarına erişimleri de eşit değildir. Geçici, gündelik, yarı zamanlı, sözleşmeli, evde çalışmaya dayalı, kayıt dışı işlerde çalışırlar. Krizlerde ilk kadınlar işten çıkarılır. Ülkemizde kadınların işgücüne katılım oranı sadece % 24,3’tür. OECD Ülkeleri arasında kadın istihdamı oranının en düşük olduğu ülkedir. İstihdamdaki kadınların % 64’ünün sosyal güvencesi yoktur. Yarısı ücretli çalışmakta iken, % 38’i ücretsiz aile işçisidir. 2006 Dünya Ekonomik Forumu’na sunulan “Küresel Cinsiyet Eşitliği 2006 Raporu”na göre, Türkiye, işgücüne katılım oranından gelire, eğitim imkânlarından milletvekili sayısına kadar pek çok değişkeni içeren “ücret eşitliği” göstergesinde genel sıralamada 115 ülke arasında 105. sırada yer almaktadır.
4-     Türkiye’de her 5 kişiden biri işsizdir. Gizli işsizler ve çalışmaya hazır olduğu halde iş bulamayanlarla birlikte ülkemizde yaklaşık 5 milyon işsiz vardır. Bugün gerçek işsizlik oranı %20 düzeyindedir. Türkiye’de 1994 yılında %8 olan kadın işsizlik oranı 2004 yılında %9.7 ve 2006 yılında ise %10.3 düzeyine ulaşmıştır. 2004’te 1994’e kıyasla 15 ülkede kadın işsizlik oranı azalırken, Türkiye’de artmıştır. Üstelik 2006’da kadın işsizlik oranı, erkeklerin önüne geçmiştir (TİSK Raporu).
5-     Özel yaşamda ise kadınlar aile içinde, evlilikte, toplumda; taciz ve istismar nedeniyle şiddetle kuşatılmışlardır.
6-     Kadınlara kadın oldukları için yapılan ayrımcılık onların ruh sağlığını derinden etkilemektedir. Kendini özgürce ifade etme, toplumsal yaşama özgürce katılma, toplumsal olanaklardan yararlanma olanakları kısıtlıdır, aile içinde, işyerinde ve politik alanda karar veremez ve yetki kullanamaz durumdadırlar. Bu gidişle bu konuda önemli bir gelişme kaydedileceği konusunda kuşkular sürmektedir.
7-     Yapılan araştırmalar ruh sağlığı bozukluklarının kadınlarda daha yaygın olduğunu, yaşamsal işlevlerinde daha büyük kayıplara yol açtığını, sağlık hizmetlerinden yararlanma olanaklarının daha yetersiz olduğunu da göstermektedir.
8-     Kadınların çocuk yaşta zorla evlendirilmeleri onların daha çok şiddet ve baskı görmelerine, eğitimlerinin kesintiye uğramasına ve ciddi fiziksel ve ruhsal sağlık sorunlarına yol açmaktadır.
 
8 Mart 2009 Dünya Kadınlar Gününde kadınlar için taleplerimiz
 
1.     Kadınların cinsiyetleri nedeni ile yaşadıkları eşitsizlik ve ayrımcılığın ortadan kaldırılmalıdır.
2.     Şiddet daima bir suçtur. Görmezden gelinen, olağan kabul edilen, özel ve aile içi olarak görülen kadına yönelik şiddet günümüzde bir insan hakkı ihlali, toplum tarafından hoş görülmemesi gereken önemli bir kadın sağlığı ve ruh sağlığı sorunudur. Ailedeki şiddetin yasal ve toplumsal düzenlemelerle sistemli olarak önlenmesi, şiddetin tüm biçimlerine yönelik toplumsal bir kampanyanın yaşama geçirilmesi gereklidir.
3.     Şiddet ve travma sonrası mağdurlarda ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik önlemler alınmalıdır. Tedavi, kişi güvenliğinin sağlanması ve şiddetin sürekliliğinin önlenmesi; sağlık kuruluşları, güvenlik güçleri ilgili tüm sektörlerin işbirliğiyle sağlanmalıdır. Adli rapor düzenlenmesi ve fail hakkında suç duyurusunda bulunulması önlemler paketinde yer almalıdır.
4.     Sığınak ve danışma merkezi hizmetleri yetersiz düzeydedir. Belediyelerin her 50.000 nüfus için bir sığınak açmasına ilişkin yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerini istiyoruz.  
5.     Türkiye’de öldürülen veya intihara zorlanan kadınlar gizlenemez biçimde gündemdedir. Kadın cinayetlerinin ortadan kaldırılmasını sağlayacak düzenleme ve uygulamalar hâlâ yaşama geçirilmelidir.
6.     Çocuklara ve erişkin kadınlara yönelik cinsel istismarla mücadele için yeterli önlemler alınmalıdır.
7.     Erken evliliği önleyici yasal ve toplumsal düzenlemeler geliştirilmelidir.
8.     Kız çocuklarının, genç kızların ve yetişkin kadınların eğitim ve meslek edinme olanaklarının geliştirilmesi, bu olanaklardan daha fazla yararlanmaları sağlanmalıdır.
9.     Çalışma yaşamında kadınların istihdamına yönelik pozitif ayrımcılık yapılmalı, genel olarak işsizliğin, özel olarak kadın işsizliğinin azaltılmasına yönelik kamucu bir bakış açısıyla düzenlenmiş ulusal bir istihdam ve insan gücü politikası oluşturulmalı ve beklenmeden uygulanmalıdır.
 
Türkiye Psikiyatri Derneği bu önerileri yaşama geçirmek için tüm üyeleriyle sorumluluk almaya ve katkı sağlamaya hazırdır.
 
 
 
Prof. Dr. Şahika Yüksel
TPD Kadın Ruh Sağlığı Bilimsel Çalışma Birimi adına
 
 
 
Dr. Şeref Özer
Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı
Merkez Yönetim Kurulu adına