Basına ve kamuoyuna,
Aylardır İsrail Devleti tarafından açlığa mahkûm edilen, yıkıma ve katliama uğrayan Gazze’ye bu sabah İsrail ordusu tarafından kapsamlı kara harekatı başlatıldı. Bir halkı ve bir coğrafyayı açıkça hedef alan ve faillerince de bir yok etme planı olarak tanımlanan bu işgal harekatının dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor oluşu kabul edilemez bir durumdur. Geçmişi çok daha önceye uzanmakla birlikte Ekim 2023’ten bu yana yaşananlar nihayetinde Filistin halkına yönelik bir soykırıma dönüşmüştür. Açıklanan sayılar İsrail saldırılarında 65 bin Filistinlinin öldürüldüğü yönünde olsa da dolaylı ölümler de eklendiğinde hesaplamalar yarım milyondan fazla insanın yaşamını yitirdiğini göstermektedir ve bu ölümler maalesef insanlığın gözü önünde gerçekleşmiştir. Bunca acı ve ölümle birlikte Filistin Halkı yeni bir yıkım ile karşı karşıyadır.
Hastanelere yapılan saldırılar, 1500’ün üzerinde sağlık çalışanının öldürülmesi, 350’den fazla sağlık çalışanının tutuklanması, Mart 2023’ten bu yana tıbbi yardım ve ihtiyaç malzemelerinin girişine izin verilmemesi, gönüllü sağlık çalışanlarının Gazze’ye alınmaması ile halkın savaş ve tecrit döneminde en çok ihtiyaç duyduğu sağlık sistemi kasıtlı ve sistemli bir şekilde yok edilmiştir. Açlıkla, susuzlukla, hastalıklarla mücadele eden, bombalar, dron saldırıları günlük hayatlarının parçası haline gelen Gazze halkı başlatılan bu kara harekâtı ile binlerce yıldır yaşadıkları kendi topraklarından sürülmek istenmektedir.
Sürecin başından bu yana yeterli tepkinin gösterilmemesi, dünya hükümetlerinin soykırımı engellemeye yönelik gereken baskıyı uygulamaması ile gelinen noktada tüm insanlık tehdit altındadır. Ötekini koruyarak, ötekinin varlığı için mücadele ederek insani değerleri yüceltmenin mümkün olduğu bir dünyada yok etmenin ya da bu yıkıma sessiz kalmanın seçilmesi insanlık adına utanç dönemleri olarak tarihe geçecektir. Gazze’de, Batı Şeria’da, Yemen’de, Lübnan’da yaşananlar, an be an gelen katliam ve yıkım görüntüleri, her gün tanık olunan ölümler insanlığın ruhsal dünyasında ağır hasar bırakacaktır. Diğer taraftan her türlü baskılara rağmen birçok ülkede katliama verilen tepkiler, insani değerler ile sergilenen direnişler ve yardım çabaları ise geleceği güvenli kılmada hepimiz için umut kaynağıdır.
Savaşlar en büyük halk sağlığı ve ruh sağlığı sorunudur.
Türkiye Psikiyatri derneği olarak Gazze’de sivil halkın maruz kaldığı katliama en başından bu yana sessiz kalmadığımız gibi, bugün İsrail’in uygulamaya başladığı yeni işgal planının da nelere sebep olabileceğini görüyor ve susmuyoruz! Uluslararası hukuk kurallarının, sözleşmelerin bir halkın yok edilişini engelleyemediğini gördüğümüz bugün, dayanışmanın ve barış için birlikte mücadele etmenin önemini bir kez daha gösteriyor. Tüm dünya halklarını, uluslararası kamuoyunu, kuruluşları Gazze’de yaşananları durdurmaya, aslında tek bir insanın bile dışında olmadığı bu sürece aktif bir şekilde müdahil olmaya davet ediyoruz.
Dayanışma ile,
Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu