Metanol İçeren Sahte Alkollü İçecek Zehirlenmeleri Hakkında Bilimsel Görüş

psikiyatri.org.tr /

Basına ve Kamuoyuna

Son zamanlarda metanol içeren sahte alkollü içecek kullanımına bağlı ölüm vakaları olması ve bu ölümlerin yurt genelinde giderek artıyor olması üzerine Türkiye Psikiyatri Derneği olarak konuyla ilgili bilimsel görüş açıklama yapılması, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve yetkililerin uyarılması gereği duyulmuştur.

Başta fiyatlandırma ve vergi politikaları olmak üzere insanların güvenli ürünlere ulaşmalarını engelleyen, tüketim alanında sahte içecek üretiminin bir sektör haline gelmesine sebep olan uygulamalar bir halk sağlığı sorununa dönüşmüş olup, tüm ülkeyi üzen ölümlere ve kalıcı sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bu amaçla sorumlu devlet kurumları tarafından sahte alkollü içecek üretimi ve tüketimine doğrudan ya da dolaylı neden olan tüm uygulamaların gözden geçirilmesi, düzeltilmesi, güvenli ürünlere ulaşım, üretim ve denetleme politikalarının acilen yürürlüğe girmesi gerekmektedir.

Bu konuyla ilgili olarak kamuoyu ve kurumlar açısından yol gösterici olacağını düşündüğümüz Türkiye Psikiyatri Derneği Alkol Madde Kullanım Bozuklukları Çalışma Birimi tarafından hazırlanan bilimsel görüş raporunu bilgilerinize sunarız.

Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu

Türkiye’de Metanol (Sahte Alkollü İçecek) Zehirlenmeleri: Bir Halk Sağlığı Krizi ve Önleme Yaklaşımları

Metanol veya metil alkol (sahte alkollü içecek), endüstride yaygın olarak kullanılan ancak insan tüketimi için son derece tehlikeli olan toksik bir bileşiktir. Metanol otomotiv sanayinde kullanılan bazı sıvılar, çözücüler, boyalar, ucuz parfüm ve en sık olarak da kolonya gibi çeşitli ürünlerde bulunan bir hammaddedir. Genellikle içildikten/yutulduktan sonra zehirlenmeye yol açsa da, solunması veya cilt tarafından emilmesi de sağlığa zararlıdır ve zehirlenmeye sebep olabilir.  Son 20 yılda dünya genelinde bildirilen metanol zehirlenme vakalarının salgın şeklinde yayılmış olması, kimyasal maruziyetin azaltılmasına yönelik önleme çalışmalarına daha fazla önem verilmesi gerektiğini göstermektedir. Metanol zehirlenmelerinin genellikle kaza veya özkıyım orijinli olduğu, çoğunlukla nispeten pahalı olan etanol yerine daha ucuz olan metanolden üretilen kolonya ve parfümlerin içilmesinin metanol zehirlenmelerine yol açtığı bildirilmektedir. Türkiye’de metanol zehirlenmesine bağlı ölümlerin büyük çoğunluğu, yasadışı yollarla üretilen, metanol içeren alkollü içecekler veya ev yapımı alkollerin tüketiminden kaynaklanmaktadır.

Son dönemde ülkemizde, sahte alkollü içeceklerin tüketimi sonucu meydana gelen metanol zehirlenmelerinin ciddi boyutlara ulaştığı ve bu doğrultuda kamuoyunun acil ve kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmesi gerektiği görülmektedir. Sahte alkollü içeceklerin dolaşımını engellemek, toplum bilincini artırmak ve ilgili kurumları (emniyet, yerel yönetimler, maliye vb.) harekete geçirmek için disiplinler arası bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda, yalnızca yasal yaptırımların uygulanması yeterli olmayıp, koruyucu-önleyici hizmetlerin ve bilinçlendirme çalışmalarının da eş zamanlı olarak yürütülmesi gerekmektedir. Bu alanda ivedilikle gerçekleştirilecek çalışmalar, sahte alkollü içecek üretimi, dağıtımı ve tüketiminin önlenmesine katkı sağlayarak, geri dönüşü mümkün olmayan sağlık kayıplarının ve ölümlerin engellenmesine yardımcı olacaktır. Bu rapor, metanol zehirlenmelerinin bilimsel temellerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve önleyici stratejileri ele alarak, halk sağlığını korumak adına gereken önlemleri vurgulamayı amaçlamaktadır.

Metanol Zehirlenmesi: Tanım, Etkiler ve Tedavi

Akut metanol zehirlenmesi, yüksek mortalite oranı ve ciddi sekellere yol açabilme potansiyeli nedeniyle küresel çapta önemli bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendirilmektedir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada, acil servise başvuran metanol zehirlenmesi vakalarının üçte birinin ölümle sonuçlandığı bildirilmiştir.

Metanol zehirlenmesinin belirtileri spesifik olmadığı için tanı ve tedavide gecikmeler yaşanabilmektedir. Ayırıcı tanının doğru yapılabilmesi için hasta ve yakınlarından ayrıntılı bir öykü alınmalı, özellikle ev yapımı alkol tüketimi sorgulanmalıdır. Acil servislerde kanda metanol düzeyinin ölçülmesi, erken tanı ve uygun tedavi açısından hayati önem taşımaktadır. Metanol alımını takip eden ilk 5 saat içerisinde sarhoşluk belirtileri gözlenebilirken, genellikle 10-24 saat içinde zehirlenme belirtileri ortaya çıkmaktadır. Metanolün vücutta metabolize olmasıyla oluşan toksik metabolitler, özellikle retina üzerinde ciddi sinir hasarına yol açarak körlük riskini artırmakta ve ileri vakalarda ölümle sonuçlanabilmektedir. Metanol zehirlenmesinde en önemli belirtiler arasında görme bozuklukları (çift görme, bulanık görme, görme keskinliğinin azalması, ışıktan rahatsız olma, görme alanında daralma ve körlük) yer almakta olup, bu semptomlar tanı koymada ve hemodiyaliz gibi hayat kurtarıcı tedavi süreçlerinin başlatılmasında kritik bir yol gösterici niteliğindedir. Alımdan sonraki 30. saatten itibaren ise ciddi metabolik asidoz gelişmekte ve bu durum klinik semptomların şiddetlenmesine neden olmaktadır. Metanol zehirlenmesinin diğer klinik belirtileri arasında uyku hali, baş ağrısı, bulantı, kusma, solunum sıkıntısı, şiddetli karın ağrısı, vücutta morarma, böbrek yetmezliği, solunum yetmezliği, epileptik nöbetler ve koma gibi merkezi sinir sistemi depresyonuna yol açan semptomlar yer almaktadır.

Metanol zehirlenmesinin tedavisinde temel yaklaşımlar; metabolik asidozun düzeltilmesi amacıyla sodyum bikarbonat infüzyonu uygulanması, toksik metabolitlerin yıkımını azaltmak ve renal eliminasyonu artırmak için folinik asit kullanımı, metanol metabolizmasının inhibe edilmesi için antidot tedavisine erken dönemde başlanması ve ciddi metabolik anormalliklerin giderilmesi amacıyla hemodiyaliz uygulanmasıdır. Metanol zehirlenmesinde etanol ve fomepizol etkili antidotlar olarak kullanılmaktadır. Ancak, günümüzde fomepizolün daha sık tercih edildiği bildirilmektedir.

 

Önleme Stratejileri

Metanol zehirlenmelerinin önlenmesi, çok yönlü ve disiplinler arası bir yaklaşımı gerektirmektedir. Bu doğrultuda, halk sağlığını korumaya yönelik stratejilerin etkin bir şekilde uygulanması büyük önem taşımaktadır.

  • Kamu Bilgilendirme Kampanyaları: Kamu bilgilendirme kampanyaları kapsamında, sahte alkol tüketiminin sağlık üzerindeki ciddi risklerinin toplum tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla geniş çaplı farkındalık çalışmaları yürütülmelidir. Sağlık çalışanlarının öncülüğünde, gazete, televizyon ve sosyal medya gibi kitle iletişim araçları aracılığıyla kapsamlı, bilgilendirme kampanyaları düzenlenmelidir. Toplu taşıma araçlarında, kamuya açık alanlarda ve sağlık kuruluşlarında bilgilendirici afişler yer almalı; sahte alkolün zararlarına ve tespit yöntemlerine ilişkin kamu spotları yayınlanmalıdır. Ayrıca, öğrencilere yönelik olarak okullarda, üniversitelerde ve öğrenci yurtlarında bilinçlendirme seminerleri düzenlenerek gençlerin farkındalığı artırılmalıdır. Bu konuda özellikle düşük sosyoekonomik bölgelerde yaşayan halka yönelik eğitimler de önemli olacaktır, çünkü sahte alkole erişim ve kullanım riskinin bu gruplarda daha yüksek olduğu bilinmektedir.
  • Kavramsal Farkındalık Yaratılması: Kamuoyunda daha güçlü bir bilinç oluşturmak amacıyla, "kaçak alkol" ifadesi yerine "sahte ve zehirli alkol" terimlerinin kullanılması teşvik edilmelidir.
  • Acil Müdahale Mekanizmalarının Güçlendirilmesi: Metanol zehirlenmesinde tanı ve tedavi hakkında sağlık çalışanlarına eğitim verilmesi elzemdir. Birçok klinisyen metanol zehirlenmesinin semptomlarına ve tedavi protokollerine aşina olmayabilir, bu da teşhis ve tedavide gecikmelere yol açabilir. Metanol zehirlenmesini tanımanın, fomepizol ve etanol gibi antidotların uygun kullanımının önemini vurgulayan eğitim programları morbidite ve mortaliteyi azaltabilir. Aynı zamanda metanol zehirlenmelerine müdahalede antidot tedavisine erişim kolaylaştırılmalıdır.
  • Alkol İçeren Ürünlerin Güvenliğinin Artırılması için Denetim ve Yaptırımların Artırılması: Metanol ve etanol arasındaki fark, renk, koku veya tat ile ayırt edilemez; yalnızca laboratuvar analizleri ile kesin teşhis konulabilmektedir. Bu nedenle, alkol içeren ürünlerin tüketilmeden önce güvenilir kaynaklardan temin edilmesi gerekmektedir. Alkollü içecek servisi yapan işletmelerde, dışarıdan alkol getirilmesi yasaklanarak bandrolsüz veya sahte alkol kullanımının önüne geçilmelidir. Bu işletmelerin ve alkol dağıtımı-satışı yapan ticari kuruluşların, sağlık açısından tehlikeli olabilecek ruhsatsız ürünleri edinmelerini, depolamalarını ve dağıtmalarını engellemek amacıyla denetimlerin sıkılaştırılması gerekmektedir. Yasa dışı yollarla üretilen alkollü içeceklerin üretim ve satışı ile ilgili idari ve cezai yaptırımların artırılması önemlidir. Aynı zamanda metanolün, ürün imalatında birincil veya yardımcı madde olarak kullanılmasını düzenleyen yasalara öncelik verilmelidir. Bu yasalar, ürün alımları, ticari dağıtım ve gümrük beyanlarını izlemeye olanak tanıyan kalite kontrol önlemleri ile desteklenmelidir. Böylece, üretim süreci izlenebilir hale gelir ve alkollü içeceklerin üretiminde metanolün gizli kullanımının sınırlandırılması ve nihayetinde durdurulması sağlanabilir.
  • Alkol Fiyat Politikalarının Düzenlenmesi: Alkol satışında uygulanan yüksek vergiler, özellikle sosyoekonomik zorluklar içinde yaşayan bireyleri daha ucuz ve denetimsiz şekilde üretilen sahte alkollere yöneltebilmektedir. Öte yandan, alkol fiyatlarının düşük tutulması ise alkol tüketimini teşvik ederek alkol kullanım bozukluğu riskini artırmakta ve alkolün sağlık üzerindeki zararlarını derinleştirebilmektedir. Alkol fiyatlandırması ve vergilendirilmesi konusundaki bu denge, halk sağlığı açısından kritik bir tartışma konusu olup özel düzenlemeler gerektirmektedir. Bu nedenle, hem sahte alkol kullanımını azaltacak hem de aşırı alkol tüketimini teşvik etmeyecek dengeli ve halk sağlığını önceleyen bir fiyatlandırma ve vergilendirme sistemine ihtiyaç duyulmaktadır.
  • Zehir Kontrol Merkezlerinin Geliştirilmesi: Sürveyans sistemleri, metanol zehirlenmesi vakalarının erken tespitinde kritik bir rol oynamaktadır. Etkin bir toksikovijilans ağı oluşturulması, zehirlenme vakalarının hızla saptanmasını ve zamanında halk sağlığı müdahalelerinin uygulanmasını kolaylaştırabilir. Zehir kontrol merkezleri, metanol maruziyetine bağlı vakaların izlenmesi ve raporlanması açısından önemli bir kaynak olup, yeni vakaların önlenmesi için eyleme hızlı geçilmesini sağlayabilir.
  • Uluslararası Uygulamalarla Uyumluluk: Yurt dışındaki başarılı örnekler dikkate alınarak, 21 yaş altı bireylerin eğlence mekânlarına girişleri sıkı kriterlere bağlanmalı ve denetimler artırılmalıdır. Ayrıca, alkol satışı yapılan işletmelerde yaş doğrulama sistemleri zorunlu hale getirilmeli ve bu süreçlerde kimlik denetimi daha sıkı bir şekilde uygulanmalıdır. Eğlence sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin, lisans ve denetim süreçlerinde uluslararası kalite standartlarına uyum sağlaması teşvik edilmelidir. Böylece, sahte alkol ve metanol içeren içeceklerin dolaşımının önlenmesi ve halk sağlığının korunması adına önemli bir adım atılmış olacaktır.

Sonuç ve Öneriler

Metanol zehirlenmeleri, yalnızca bireysel bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda toplumsal bir halk sağlığı krizidir. Bilimsel veriler, yasal düzenlemeler ve halk sağlığı uygulamaları bir arada ele alınarak, sahte alkol kaynaklı zehirlenme ve ölümlerin önüne geçmek mümkündür.

  • Halkı bilinçlendirme çalışmaları artırılmalı, medya desteği sağlanmalı ve kampanyalar genişletilmelidir.
  • Denetimler sıkılaştırılarak yasa dışı üretim ve satış engellenmelidir.
  • Zehirlenme vakalarına hızlı ve etkili müdahale edebilmek için, acil servislerde metanol zehirlenmesine yönelik tanı ve tedavi protokolleri güçlendirilmeli, aynı zamanda antidot tedavisine erişim kolaylaştırılmalıdır

Bu önlemler etkin şekilde hayata geçirilirse, metanol zehirlenmeleri kaynaklı ölümler ve sakatlıklar büyük ölçüde azaltılabilir.

Türkiye Psikiyatri Derneği Alkol Madde Kullanım Bozuklukları Çalışma Birimi