Sokak Hayvanları Yasası Hk.

psikiyatri.org.tr /

Basına ve Kamuoyuna

Son zamanlarda yaşadığımız çevreyi paylaştığımız sokak hayvanlarının yaşam hakkını ihlale yönelik bir takım yasal düzenleme girişimleri olacağı şeklindeki haberleri büyük bir endişe ile izlemekteyiz.
Dünya sağlık örgütü şiddeti “Yaralanma, ölüm, ruhsal açıdan zarar, kötü gelişim veya mahrumiyetle sonuçlanan veya sonuçlanma olasılığı yüksek olan, kişinin kendisine, başka bir kişiye veya bir gruba veya topluluğa karşı fiziksel güç veya kuvvetin tehditle veya fiilen kasıtlı olarak kullanılması” olarak tanımlamaktadır. Şiddet’ varlığı ve yıkıcılığı ile ruhsal sağlığın en önemli etkenlerindendir. Doğrudan yaşanmasa bile şiddete tanık olmak; şiddetin dilde, kurumlarda, kültürde, toplumsal söylemde varlığı zihinlerde yapacağı yıkıcı etki için yeter koşuldur. Diğer canlılara göre çok da uzun olmayan insanlık tarihi, kendi türüne, diğer türlere ve tüm canlılara uygulanan şiddetin örnekleri ile doludur. En temel işleyişin yok ederek var olmak değil, birlikte bir denge halinde yaşamaya çalışmak olduğu bir düzende insanın yaşam hakkını yaşama dair değerleri yok etme üzerine kurması savunulabilir, sürdürülebilir bir tutum değildir.

Sokakta yaşayan hayvanların trafik kazalarına neden oldukları, çocuklara, yaşlılara saldırdıkları gerekçe gösterilerek yaşam hakkını koruyacak çözümler yerine yıkıcı bir düzenleme oluşturma çabasının, bireylere ‘senin iyiliğin için, seni korumak için’ şeklinde sunularak zorunlu onaya gerekçe yaratılmaya çalışıldığı, korku yaratabilecek bir durumun altı çizilerek olağan koşullarda toplumun kabul etmeyeceği bir yaklaşıma, toplumsal zorunluluk ve güvensizlik algısı ile destek oluşturulmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Sokakta yaşayan hayvanlar ile ilgili hastalık, fiziksel saldırı, ekonomik kayıp istatistiklerinde bir artış olup olmadığı tartışmalı bir konu iken, 5199 sayılı kanunun kabul edildiğinden bu yana geçen 20 yılda kısırlaştırma ve barınak hizmetlerinin yeterince uygulanamamasının, 20 yılda bu konuya gerekli kaynağın aktarılamamasının sebebinin sokakta yaşayan hayvanlar olmadığını biliyoruz. Sokakta yaşayan canlılar için yaşam hakkını önceleyen düzenlemelerin gerekli olduğu muhakkaktır. Ancak farklı çözüm yolları mümkün iken ölümü, yok etmeyi çözüm olarak sunmanın kabul edilebilir bir yanı olmadığı gibi yöneticiler tarafından çizilmeye çalışılan tablo karşısında, bahsedilen kanun teklifinin sokağımızdaki dostlarımızı bile bile ölüme göndermek olduğunun hepimiz farkındayız.

Ruhsal sağlık için en büyük tehditlerden olan şiddet, bir tür sosyal virüs gibi hızla yayılan, karşıtı ile beslenen, kendisine biçilen meşru çizgilerle sınırlanamayan bir olgudur. Toplumsal yaşamda şiddeti olağanlaştıran her adım bir diğer ortamda şiddetin kök salmasına yol açar. Meslek ortamında artan şiddete yönelik uyarımızı daha yeni yapmışken şiddeti yaygınlaştıracak bir uygulamanın konuşuluyor olması ülkemiz açısından üzücüdür. Şiddet eyleminin sabit bir nesnesi olmadığını, bir ülkede artan şiddet olaylarından şiddeti uygulayanlar dahil olmak üzere tüm toplumun etkilendiğini hatırlatmak istiyoruz.

Toplum vicdanını hiçe sayan ve toplumun ruhsal sağlığını bozacak türden yasal düzenlemeler kabul edilemez. Türkiye Psikiyatri Derneği olarak yaşatarak çözmenin mümkün olduğu bir durumu yok ederek çözmeye çalışmanın, üstelik bunu yasal düzenlemeler aracılığıyla dayatmanın, tüm toplumun giderek içine sürüklendiği şiddet ve çatışma ortamını daha da artıracağı uyarısını yapmak isteriz. Şiddeti yasal yol ile gerekçelendirme ve korku temelli toplumsal zorunluluk dayatmaları, şiddetin meşru ve sınırsız yaşanabilen bir araç olduğu algısını pekiştirecek, başta çocuklar olmak üzere bireylerin ruhsal sağlığı ve gelişiminde geri dönülmez etkiler bırakacaktır. Bir tür insan eli ile katliamın yasal düzenlemeler aracılığıyla uygulanacak olması, yıkıma hepimizin ortak olması demektir ve bu durum çocuklarımıza sunduğumuz ve vaat ettiğimiz gelecek için çok ağır bir leke olacaktır.

Ruhumuza bu suçun yükünün buluşmasına aracı olmayacağız, sessiz kalmayacağız.

Türkiye Psikiyatri Derneği
Merkez Yönetim Kurulu