TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİNİN ÇALIŞMA ORTAMINDA YAŞANAN ŞİDDET İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

psikiyatri.org.tr /

TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİNİN
ÇALIŞMA ORTAMINDA YAŞANAN ŞİDDET İLE İLGİLİ
BASIN AÇIKLAMASI

16 Mayıs 2024

Şiddetin engellenmesi için acil çağrımızdır

Basına ve Kamuoyuna

7 Mayıs 2024 günü bir öğretmenimizin görevi başında bir öğrenci tarafından silahla vurularak hayatını kaybettiğini büyük bir üzüntü ile öğrendik. Bilginin, bilmenin ve insana dair en önemli değerlerin öğrenileceği eğitim ortamında bir eğitimcinin öğrencisi tarafından şiddetin en ağır olanına maruz kalması çok boyutlu düşünülmesi gereken ve acil önlemler gerektiren bir durumdur. Ne yazık ki her geçen gün bir meslek mensubunun uğradığı şiddetin haberleri duyulmakta,  şiddet olayları ancak bir ölüm olduğunda ve kısa süre gündemde yer almaktadır. Bu durum olayların geldiği noktanın vahametini göstermek yanında geleceğe dair endişeleri de artırmaktadır. Tüm bu şiddet eylemlerinde ortak zemin ise, yaşanan herhangi bir hoşnutsuzluk durumunda şiddet dilinin başvurulacak ilk araç haline gelmiş olması. Anlamak, anlaşmaya çalışmak, kendini ifade etmek ve dinlemek yapılması gereken ilk davranışlarken bunların yerini hemen her türlü sorunda bağırmak, hakaret etmek gibi sözel şiddet ya da maalesef öldürmeye kadar varan fiziksel şiddet eylemlerinin aldığını görüyoruz. Havasını soluduğumuz, toprağında yaşadığımız coğrafya ve kültürün, barış ikliminden uzun zamandır uzaklaşmış durumda olması, gündelik hayatın sıradan kabul edilebilecek çekişmelerinde dahi öfke ve düşmanlaştırmanın başat dil haline gelmesi ruh sağlığı uzmanları olarak bizi endişelendirmektedir.
Artan şiddete ve şiddet iklimine karşı acil çağrıda bulunmak, şiddeti önleyici politikaların oluşturulması ve önlemlerin hızla yürürlüğe girmesi gerektiğini duyurmak mesleki görevimizdir.

Şiddet olayının ardından uygulanacak yaptırımlar ve cezalarla ilgili yasal düzenlemeler elbette caydırıcılığın artması ile bir dereceye kadar etkili olacaktır. Şiddete sıfır tolerans politikası, risk altındaki grupların ve mesleklerin korunmasını ve toplumdaki kabul edilebilir şiddet algısının azalmasını sağlayacaktır. İnsanların uğradıklarını düşündükleri haksızlıklara hukuk yoluyla çözüm bulabileceklerine inanmaları şiddete başvurma, kendi adaletini sağlama duygusuna kapılmalarını engelleyecektir. Caydırıcı cezalar, önlemler ve şiddete sıfır tolerans içeren politikalar hızla geliştirilmeli, bu önlemler mevzuatta kalmamalı ve uygulamaya geçmelidir. Diğer taraftan şiddeti oluşturan iklime yönelik programlar ve önlemler olmadığı sürece artan şiddet ve çatışma toplumsal barışı tehdit etmeye devam edecektir. Yaşanan her olayda neredeyse sıradanlaşmış bir şekilde karşılaşılan ve zihinlere kazınan şiddet görüntüleri toplumsal algıda şiddetin kabul edilebilir bir araç olarak görülmesine yol açarak, bireylerin eğilimlerini ve tepkileri belirlemeye devam ediyor. Çocuklar; öğretmenlerin vurulabileceğini, ebeveynlerin öğretmenlere fiziksel şiddet uygulayabileceğini, doktorların, sağlık emekçilerinin saldırıya uğrayıp öldürülebileceğini, hakkını arayan işçilerin tartaklanıp hakarete uğrayabileceğini görerek, öğrenerek büyüyor. Çocukların zihni; eğitim, sağlık, eşitlik gibi geleceği güvenli kılacak olanaklardan mahrum bir şekilde güvensiz ve belirsiz bir ortamda şiddete maruz kalarak şekilleniyor.

Şiddetin engellenmesi ve yaptırımlara ilişkin yasal düzenlemeleri önemli buluyor ve sorumluların hızla önlem almasını istiyoruz. Bununla birlikte şiddeti doğuran ve sıradanlaştıran iklim değişmediği sürece, kamunun her alanında hizmet sunan ve hizmet alanların koşullarının iyileştirilmediği, ulusal ölçekte politikaların geliştirilmediği, yönetenden yönetilene davranış diline sinen öfkenin nedenlerinin anlaşılıp üzerinde çalışılmadığı, her türden şiddetin bir iletişim şekli olarak kabul edilebildiği ve sessiz kalındığı bir ortamda şiddetin önüne geçilemeyeceğini duyurmak isteriz.
Artan şiddete, şiddet iklimine karşı önlemler alınması için, ulusal politikalar oluşturulması için tüm kurumlara ve sorumlulara acil çağrımızı yineliyoruz.
Bizler, ruh sağlığının evrensel bir insan hakkı olduğunu savunan psikiyatristler olarak, bu şiddet ortamı ve şiddet kültürüne karşı sessiz kalmayacağımızı, anlamaya, anlatmaya, talep etmeye, ısrar etmeye devam edeceğimizi; barış, dayanışma, sağduyu ve adalet hâkim duygular haline gelene kadar mesleki sorumluluğumuzla mücadeleye devam edeceğimizi kamuoyuna saygı ile bildiririz.

Türkiye Psikiyatri Derneği
Merkez Yönetim Kurulu