13 Eylül’de Tahran’ı ziyarete giden 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin İrşad Devriyesi (Geşt-i İrşad) adı verilen “ahlak” polisleri tarafından “uygun örtünmediği” gerekçesiyle gözaltına alınması ve ardından vahşice öldürülmesi ile başlayan ve halen sürmekte olan direnişi selamlıyoruz!
1979’dan beri İran'da rejimin başörtüsü zorunluluğu ve kıyafet dayatmaları nedeniyle kişilerin kendi hayatları üzerine seçim yapma özgürlükleri kısıtlanmakta, istenilen standartları sağlamamanın ise korkunç sonuçları olmaktadır. İran kadın hareketinin tarihi kadınların bedenlerini ve hayatlarını tahakküm altına almak isteyen bu karanlığın, adaletsizliğin ve eşitsizliğin karşısında uzun bir mücadelenin tarihidir.
Yıllardır süren baskıcı yönetimin yaşanan son olaylarla “başa çıkmak için” insan hakları ihlallerini sürdürdüğünü görüyoruz. İran’da birçok kentte halen devam etmekte olan prostestolarda hayatını kaybedenlerin sayısının giderek arttığı, yüzlerce kişinin gözaltına alındığı çeşitli haber kaynaklarında belirtilmekte ancak sosyal medya ve haber akışı kısıtlandığından bu sayıları net olarak bilmek mümkün değil.
Şiddetin, baskı ve dayatmaların insan ruh sağlığını ne denli kötü etkilediğini biliyoruz. Özgürlükleri ve yaşamları için mücadele eden İran’daki kadınlarla beraberliğimizi belirtmek istiyoruz. Temel insan haklarının ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin dünyanın her yerinde, her birey için uygulanması gerekliliğini hatırlatıyoruz.
Direnişten vazgeçmeyen İranlı kadınların isyanı dünyanın her tarafında yaşamlarına sahip çıkan kadınların mücadelesinin sesini büyütüyor: Kadın, yaşam, özgürlük!
Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın ve Ruh Sağlığı Çalışma Birimi