Bipolar bozukluğu olan kişilerde sınırlı dönemler içinde ruhsal bozukluk belirtileri olur. Bu dönemler dışında ruhsal durum ve genel işlevsellikleri toplumun genelinden farklı olmayabilir. Uygun tedavi ve izlemle bu dönemlerin yinelemelerinin önüne geçilebilmesi, belirtilerin hızlıca yatışması mümkün olabilmektedir. Diğer ruhsal sorunlarda olduğu gibi, bipolar bozuklukta da sadece tanı konulduğunun bilinmesi, kişiyle ilgili tüm özelliklerin bilinebileceği anlamına gelmez. Bipolar bozukluğu olan kişinin iş görebilme kapasitesi benzerlerinden farksız olabileceği gibi, dönem dönem veya sürekli olarak daha kötü olabilir. Bu işlev bozuklukları sadece belirli alanlarda olabilir. Belirtilerin yinelememesi için çalışma düzeniyle ilgili tedbir amaçlı düzenlemeler gerekebilir. Kişinin bipolar bozukluğu olması onu diğerlerinden daha tehlikeli veya tekinsiz kılmaz. Bunların tümü, kişi özelinde yapılacak değerlendirmelerle bilinebilecek özelliklerdir. Sadece bipolar bozukluğu olduğu için kişilerin toplumsal hayata katılmaktan, eğitim ve çalışma imkanlarından alıkonulması gerekli olmadığı gibi bu durum önemli bir hak ihlalidir. Bu yönde verilen mesajlar ruhsal sorunu olan tüm bireylerin ve yakınlarının daha yoğun damgalanma ve ayrımcılığa maruz kalmasına neden olur. Bu da kişilerin ruhsal destek almaktan çekinmesine, böylece hem kendilerinin hem de çevrelerinin daha ciddi sorunlar yaşamasına neden olur. Toplumun geneline hitap eden kişi ve kuruluşların, özellikle de kitlesel iletişim kanallarının, ruhsal bozukluklarla ilgili damgalayıcı ifade ve tutumlarına son vermeleri topluma karşı sorumlulukları gereğidir.
Saygılarımızla
Türkiye Psikiyatri Derneği
Merkez Yönetim Kurulu