TPD Basın Açıklaması: Dünya İntiharı Önleme Günü

psikiyatri.org.tr /

TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ

Dünya İntiharı Önleme Günü Basın Açıklaması

10.09.2014

2013 yılında ülkemizde her 2 saat 40 dakikada bir kişi intihar ederek yaşamını sonlandırdı.

Uluslararası Dünya İntiharı Önleme Birliği (IASP) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından, 11 yıldır, toplumun dikkatini intiharlara dikkatini çekmek için kurulmuştur.

Her yıl 800 binden fazla kişi yaşamını intihar sonucu sonlandırmaktadır. Bu rakamlar her 100.000 kişide 11 kişinin intihar sonucu öldüğüne işaret etmektedir. Diğer bir deyişle, her 40 saniyede bir kişi intihar sonucu ölmektedir.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, son 10 yılda ülke genelinde yaklaşık 29000 kişi, yalnız 2013 yılında ise 3189 kişi intihar sonucu hayatını yitirmiştir. Bu rakamın %27'sini kadınlar,  %73'ünü ise erkekler oluşturmaktadır. 

Dünya Sağlık Örgütü ilk ‘Küresel İntiharı Önleme Raporu’nu’ yayınlamıştır. 15-29 yaş grubundaki en sık 2. ölüm sebebi intihardır.

Ülkemizde de tüm intiharların %34’ü 15-29 yaş grubunda gerçekleşmektedir. Bu üretken çağdaki erken ve önlenebilir ölümler birçok çalışmanın odak noktasındadır. Özellikle dürtüsel intiharların önlenmesinde ki ergen yaş grubunda sıktır; intihar araçlarına erişebilirliğin azaltılması intiharı önleme çabalarının önemli bir unsurdur. Türkiye’de bu yaş grubunda şekline göre intiharları incelediğimizde ateşli silah kullanımı sonucu intihar oranları %32.5’tir, yalnız 19 yaş ve altı gruba bakarsak oran %35’tir. Tabii ateşli silah ve toksik maddelerin temini ve saklanması ile ilgili düzenlemelerini, köprü üzerlerine engeller yerleştirme gibi kısıtlama politikalarını uygulamaya sokabilmek toplumdaki farklı grupların ortak farkındalığını ve işbirliğini gerektirmektedir.

Dünya İntiharı Önleme Günü teması 2014 yılı için ‘Bağlılık-Bağların Güçlendirilmesi’ olarak belirlenmiştir. Bu tema ile etkin intiharla mücadele için hem kişilerarası, hem de kurumlar arası bağların kuvvetlendirilmesi gerekliliğine dikkati çekmek hedeflenmiştir.

Yalnızlığın intihar riskini arttırdığı çeşitli araştırmalarla gösterilmiştir. Buna karşın kişinin yalnız olmadığını hissetmesinin, kişilerarası bağlılığın ve aidiyet hissinin de koruyucu etkisi bilinmektedir. Oysa çeşitli sebeplerle intihar düşüncesi içerisindeki kişiler insanlarla ilişkilerini askıya alırlar, geri plana iterler. Ruhsal hastalıklar, özellikle depresyon, intihar davranışına yatkınlık yaratan en önemli etkendir. Hastalığın yalnızlaştırıcı etkisinin yanı sıra intihar düşünceleri ve ruhsal hastalıklara ilişkin olumsuz bir şekilde etiketlenme, damgalanma endişesi bireylerin toplumla ilişkilerinin daha da zayıflamasına neden olmakta ve kişiler hayat kurtarıcı yardımı istemekten geri durmaktadır. Risk grubundaki bu kişilere aile ve yakın çevredeki insanların destek vermesi,  dayanışma göstermesi hayati önem taşır.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hali hazırda sadece 28 ülkenin ulusal intihar önleme planı olduğuna işaret ederek, üyesi konumundaki 194 ülkede 2020 yılına kadar intihar vakalarını %10 azaltmayı hedeflemektedir.

İntiharı önlemeye yönelik sistemli sağlık projeleri geliştirilmelidir. Bu çerçevede intiharlarda görülen yüksek ruhsal hastalık oranları sebebiyle ruh sağlığının hem bireysel, hem de toplumsal düzeyde korunmasına ve iyileştirilmesine yönelik çalışmalar intiharı önlemede esas hedeflerden biri haline gelmelidir. Gerekli olduğu anda hızlı ve etkin bir biçimde tüm tedavi seçeneklerinin hastaya sunulabildiği bir sistem oluşturulmalıdır. İntihar eğilimli kişilerin her an başvurabilecekleri psikiyatrik krize müdahale servisleri, telefon ve internet servis hatları oluşturulmalı, sağlık sektörünü oluşturan birimler arası sevk usulleri planlanmalıdır. Böyle bir sistemin doğru şekilde işleyebilmesi için ise birimler arası iyi bir iletişim ve eşgüdümlü çalışma, yani kurumlar arası bağların güçlendirilmesi esastır.

Prof. Dr. Tarık Yılmaz

TPD İntiharı Önleme ve Krize Müdahale Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü