Türkiye’de Tıbbın Tarafsızlığını Tehdit Eden Sağlık Yasasına Karşı Birleşmeliyiz!
British Medical Journal’da (BMJ) bir yeni mektup yayınlandı. Hekimlik faaliyetlerini tümden Sağlık Bakanlığı’nın kontrolüne veren, Gezi Olaylarında olduğu gibi olağandışı durumlar da dahil olmak üzere mesleğini hiçbir çıkar gözetmeden insanlık yararına uygulamaya çalışan hekimleri hapis ve ağır para cezası ile karşı karşıya bırakan Sağlık Torba Yasası’na karşı uluslararası hekim ve insan hakları örgütlerinden çağrı var: Türkiye’de hekimliğin tarafsızlığını tehdit eden sağlık yasasına karşı birleşmeliyiz! Biz de onlara selam ve dayanışma duygularımızı gönderiyoruz…
TÜRKİYE’DE SAĞLIKÇILARA YÖNELİK SALDIRILAR
Türkiye’de tıbbın tarafsızlığını tehdit eden sağlık yasasına karşı birleşmeliyiz
Vincent Iacopino tıp baş danışmanı, mesleki faaliyetler direktörü Vivienne Nathanson adına (2); Otmar Kloiber, genel sekreter (3); Julian Sheather, etik işler sorumlusu(2); Michele Heisler, dâhiliye, sağlık davranışları ve sağlık eğitimi profesörü (4); DeDe Dunevant, iletişim bölümü direktörü (1); Eliza Young, yayın koordinatörü (1); Alejandro Moreno, danışman (1); Emily Nee, intern (1); Mukesh Haikerwal, başkan (3); Margaret Mungherera, başkan (3); Birgit Beger, genel sekreter (5); Katrín Fjeldsted, başkan (5); Frank Ulrich Montgomery, başkan (6). (1) İnsan Hakları için Doktorlar (PHR), New York, NY, USA; (2) BMA, Londra, UK; (3) Dünya Tabipler Birliği (WMA), Ferney-Voltaire, Fransa; (4) Michigan Üniversitesi, MI, ABD; (5) Avrupa Doktorları Daimi Komitesi (CPME), Brüksel, Belçika; (6) Alman Tabipler Birliği (Bundesärztekammer, GMA), Berlin, Almanya İnsan Hakları için Doktorlar, New York, NY 10019, ABD
Türkiye hükümetinin tıbbın tarafsızlığına yönelik saldırısıyla ilgili endişelerimiz gerçekleşmiş bulunuyor. BMJ’de editörün sayfasında sözünü ettiğimiz ve yeni sağlık yasa tasarısında yer alan bir maddeye göre, yalnızca göstericilere değil ihtiyacı olan herkese acil tıbbi yardımda bulunulması suç sayılacaktır.1 Olay yerinde salt bir ambulansın hazır bulunması bile ehil bağımsız doktorların sağlık hizmetini engelleyecek bir durum olarak görülecek, böyle durumlarda ihtiyacı olanlara yardım eden sağlıkçılar üç yıla kadar hapis ve ağır para cezası istemiyle yargılanabileceklerdir. Yasa, sağlıkçıların, salt sağlıkla ilgili ihtiyaçlarından hareketle hastalara ve yaralılara tedavi sağlama temel yükümlülüklerini yerine getirmelerini hukuken engelleyecek, Sağlık Bakanlığı’na sağlık hizmetleri üzerinde eşi görülmemiş bir denetim olanağı verecektir.
Siyasal görüş ve eğilimleri ne olursa olsun hasta ve yaralı kişilere bakım ve tedavi sağlama şeklindeki ahlaki, etik ve mesleki sorumluluklarını yerine getiren sağlık çalışanlarının desteklenmesi ve korunması, Sağlık Bakanlığı’nın ve TC hükümetinin görevi olmalıdır. Ne yazık ki Sağlık Bakanlığı Gezi Parkı gösterilerine yaklaşırken yaralı göstericilere diğer tıbbi acil durumlardaki gibi yeterli tıbbi bakım sağlayamamıştır. Bakanlık ayrıca sağlıkçılardan yaralı göstericilerin ve onlara yardım eden sağlıkçıların adlarını bildirmelerini istemiş, bu da göstericilerin ve acil yardım veren sağlıkçıların keyfi biçimde gözaltına alınmalarıyla sonuçlanmıştır.
Yakın tarih, tıbbın tarafsızlığına yönelik saldırı örnekleriyle doludur. Bu açıdan, uluslararası tıp camiasının tek bir ses olarak birleşmesi büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na ve TC hükümetine yönelik çağrımızda doktorların da bize katılmalarını istiyoruz: Hâlihazırdaki yasa tasarısının 46. Maddesi (daha önce 33. Madde) ile birlikte ihtiyacı olanlara bağımsız, etik ve ayrım gözetmeden bakım sağlanmasını engelleyen başka herhangi bir hüküm tasarıdan çıkartılmalıdır.
İlgili habere TTB websitesinden ulaşmak için TIKLAYINIZ
Metnin İngilizce orjinaline ulaşmak için TIKLAYINIZ.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Birleşmiş Milletler'den de Türkiye'de insanlık yararına hekimliği "ruhsata" bağlayan, sağlık hizmeti "ruhsatsız" ise hapis ve ağır para cezası öngören yasa tasarısına karşı ders niteliğinde bir tepki geldi! Bakınız Birleşmiş Milletler Sağlık Hakkı Özel Raportörü Anand Grover neler söylüyor: “Yasanın kabul edilmesi halinde bu yasanın 33. Maddesi (şimdi 46. madde oldu, Bİ), doğal felaketlere açık ve demokrasisi çeşitli gösterilerle birlikte işleyen bir ülkede acil tıp hizmetlerinin varlığını ve erişilebilirliğini son derece olumsuz biçimde etkileyecektir." “Örneğin siyasal protesto eylemlerinde bulunanlar gibi Devlet yetkililerini sorgulayan kişilere sağlık hizmeti verilmesini suç sayacak yasaların ve politikaların uygulanması, hiç kuşkusuz sağlıkçıları da etkileyecek, onları kovuşturma korkusuyla hizmet vermekten alıkoyacaktır.” “Bu tür yasaların ve politikaların uygulanması, nüfusun diğer kesimlerinin sağlık hizmetlerine başvurmasını da engelleyecektir; çünkü bu insanlar da protestolarda yer aldıklarından kuşkulanılmasının kaygılarını taşıyacaktır.” Başka söze gerek var mı?
Açıklamanın orijinali için:http://www.ohchr.org/EN/NewsEvents/Pages/DisplayNews.aspx?NewsID=14076&LangID=E