TPD Dünya Alzheimer Günü Basın Açıklaması

psikiyatri.org.tr /

 

Türkiye Psikiyatri Derneği

Dünya Alzheimer Günü Basın Açıklaması

21.09.2014

 
 
21 Eylül günü tüm dünyada Alzheimer hastalığı ile ilgili farkındalığı arttırmak amacıyla 'Dünya Alzheimer Günü' olarak kabul edilmiştir.  Alzheimer hastalığı bir beyin hastalığı olup, demansın (bunamanın) en sık görülen nedenidir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre günümüzde dünyada 35,6 milyon kişinin demans tanısı olduğu ve her yıl yeni demans vaka sayısının yaklaşık 7,7 milyon olduğu bildirilmektedir.  Her 100 yaşlıdan 2 ile 8' inde demans tanısı bulunmaktadır.  Demans vakalarının yaklaşık olarak  % 60-70’i Alzheimer hastalığına bağlı ortaya çıkmaktadır.  Alzheimer hastalığının görülme sıklığı 60 yaşından sonra her 5 yılda bir 2 katı artmaktadır.  Halen ülkemizde yaklaşık 400.000 hasta vardır.  Bu nedenle gelecek yıllarda nüfusun hızla yaşlanmasıyla beraber hem ülkemizde hem de tüm dünyada Alzheimer hastalığının daha yaygın hale geleceği düşünülmektedir. 2050 yılında tüm dünyada Alzheimer hastalığı vaka sayısının 115 milyon olması beklenmektedir ve yeni vakanın da yarıdan fazlasının Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkacağı öngörülmektedir.1 
 
Maalesef ülkemiz hızla artmakta olan yaşlı nüfusun ihtiyaçlarına ve Alzheimer hastaları için gerekli bakımın sağlanmasına hazır değildir.
 
Alzheimer hastalığı beyin işlevlerinde belirgin bozulmaya yol açan, ön planda unutkanlığın olduğu ancak zaman içinde belirgin davranış bozuklukları ve fiziksel kısıtlılıkların eşlik ettiği bir hastalıktır.  Sinsi seyri nedeniyle ilk belirtilerden olan unutkanlık hem hasta hem de yakınları tarafından yaşlılığın doğal seyri gibi değerlendirilmekte ve bu nedenle de ancak hastalığın ileri evrelerinde demans tanısı konulmaktadır.
 
Alzheimer hastalığının erken tanınması için farkındalığın artması gerekmektedir.
 
Alzheimer hastalığı, hastayı etkilediği kadar bakım veren kişilere, ailelere ve topluma ciddi psikososyal ve ekonomik yük getirmektedir. Alzheimer hastalığının mali yükü kanserden daha yüksek ve kalp hastalıklarıyla benzer düzeydedir2. Türkiye’de Alzheimer hastasının bakımını çoğunlukla aileden biri üstlenmektedir ve bu kişi %85 sıklıkta eş ya da kız çocuğu olmaktadır. Alzheimer hastalığının ilerleyen dönemlerinde hastalar sürekli bir bakım verenin desteğine ve gözlemine ihtiyaç duymaktadırlar. Bu nedenle bakım veren aile üyesi de ciddi bir zorlanma ve bakıcı tükenmişliği yaşamaktadır. Alzheimer hasta yakınlarında % 40 oranında tükenme ve depresyon mevcuttur.
 
Alzheimer hasta yakınlarının sosyal ve psikolojik desteğe ihtiyacı vardır.
 
Demansı olan kişilerin özellikle davranış sorunları olduğunda ya da bakımlarının zorlaşmasıyla birlikte bakım evlerine yerleştirilmesi sık rastlanan bir durumdur. Türkiye'de bakım evi yatak sayıları artmakla birlikte henüz ihtiyacı tam karşılayacak düzeye gelmemiştir. Son yıllarda bakım evlerinin fiziksel koşullarında düzenlemeler yapılmaktadır ancak bakıcı personelin sürekliliğinin sağlanması ve personele düzenli eğitim verilmesi, hasta bakımının tam olması açısından gereklidir.  Bakım evleri ile ilgili bir diğer öncelikli konu ise hekim desteğidir. Aile hekimliği uygulamasıyla kalıcı kadro ile çalışan ve bu alanda özelleşen pratisyen hekimler yerine aile sağlığı merkezlerinden kısıtlı süre için gelebilen ve sürekli değişen aile hekimleri bakım evlerine tıbbi destek sağlanmaya çalışmaktadırlar. Bu durum ise bakım evlerinde yaşayan yaşlıların yeterli tıbbi tedavi ve takiplerinin yapılmasına engel olmaktadır.
Toplumda Alzheimer hastalığı yeni vaka sayısının hızla artması beklendiği için gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Alzheimer hastalığıyla ilgili toplumda farkındalık artırılması,  hastalığın tanınması ve bakım verenlere destek olunmasını kolaylaştıracak resmi politikalar oluşturulmalıdır.3
 
Ülkemizin sağlık politikaları açısından yaşlanma ile ilgili "Yaşlanma Ulusal Eylem Planı"  yapılmakla birlikte gelecekte sayısı hızla artacak olan Alzheimer hastalarını öncelikli ele alan politikalar eksiktir.
 
Ülkemizde sağlık ve sosyal politikalarında Alzheimer hastalarının bakımı ve rehabilitasyonu ile bakım verenlere yönelik destek programları mutlaka yer almalıdır. Evde sağlık hizmetleri ve bakım alanında demanslı hasta ve hasta yakınlarının ihtiyaçlarına daha duyarlı olunmalıdır. Hastalığa karşı toplumda farkındalığın artırılması ise hem hastalığın tanı konulma aşamasında hem de tedavisine karşı engelleri azaltacak ve damgalamayı önleyecektir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından öncelikli halk sağlığı sorunu olarak nitelendirilen demans için hem  farkındalığın artırılması hem de  hasta ve ailelerine bakım ve desteğin artırılmasına çalışılmalıdır. 
 
Türkiye Psikiyatri Derneği
Geriatrik Psikiyatri Çalışma Birimi adına
Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu
Doç. Dr. Eylem Şahin Cankurtaran
 
 

1- http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs362/en/

2- Hurd MD, Martorell, P, Delavande, A, Mullen, KJ, Langa, KM. Monetary costs of dementia in the United States. NEJM. 2013;36814:1326-34.

 

3-The Healthy Brain Initiative:  The Public Health Road Map for State and National Partnerships, 2013–2018